örüs • opinion Yapılması Gerekenler : 1 . EPDK, ihaleyi alan firmanın teklifini onaylamadan önce fizibilite raporunu incelemeli ve bu hizmetleri nasıl sağlayacağını araştırmalıdır. Nitekim yürürlükteki Kamu İhale Kanunu aşırı düşük teklifleri araştırma ve değerlendirme dışı bırakma konusunda ihale komisyonlarına yetki vermektedir. Bence benzer bir durumda EPDK ihale komisyonu bu uygulamaya gidebilmelidir. 2. EPDK sertifika verdiği gözetim ve denetim firmaları ile dağıtım şirketlerinin yatırım dönemindeki işlerini denetlemeli ve bu firmaların onayı alınmadan işletmeye alınmasına izin vermemelidir. 3. EPDK yeterlilik kriterleri hakkında daha seçici ve hassas davranarak ehil olmayan kuruluşlara bu isim verilmesini önlemelidir. Prof. Ümit Doğay ARINÇ Y Ü ıldız Teknik niversitesi l B s i ı l i Tekniği m Dalı Eski Başkanı İhalelere teklif veren şirketlerin çoğu, şehir doğal gaz dağıtımı ve özellikle işletmesini hiç yapmamış şirketlerden oluşuyor. Halbuki şehir doğal gaz dağıtımı içinde üstün hizmet ve malzeme kaliteli, ileri teknoloji kullanımı ve doğal gaz konusunda uygulamalı eğitim almış mühendis, tekniker ve teknisyen istihdamı hayati önem arzetmektedir. Bu kriterlere göre hizmet veren Avrupa şehirlerindeki gaz dağıtım şirketlerinin kar marjı 7,7-1 8,1 cent/m3 arasında değişmektedir. İstanbul için EPDK'nın belirlediği kar marjının ağırlıklı ortalaması 3,9 cent/m3 mertebesinde iken Kay-seri'de ihaleyi kazanan şirketin 0,76 cent/m3 ileve Konya'da ihaleyi kazanan şirketin 0,64 cent/m3 ile bu işi, üstelik 8 yıl süre ile nasıl yapıp işleteceği doğrusu merakedilmektedir. Mevcut şehir doğal gaz dağıtım şirketleri zaten yetersiz düzeydeki kar marjı ile hizmet kalitesin-den ödün vermeden, nitelikli insan gücü, ileri teknolojiyle gerçekleştirdiği alt yapı çalışmaları ve satış sonrası hizmetleriyle doğal gaz konforunu konutlara, işyerlerine ve sanayiye güvenli ve sürekli bir şekilde ulaştırmanın gayreti içinde iken, zaten yetersiz olan mevcut kar marjının daha da aşağı çekilmesi yönünde EPDK'nın alacağı bir karar ciddi sorunları beraberinde getirebilecektir. Kamuya hizmetveren mevcut gaz dağıtım işletmelerinin yaşayacağı muhtemel zararlar aynı zamanda kamunun da zarar görmesi anlamına gelecektir. Bugüne kadar gaz dağıtımı yapan ve işleten kuruluşların uyguladığı kar marjları aslında EPDK tarafından belirlenen kar marjlarıdır. Bu kar marjları ile ihalelerde ortaya çıkan kar marjları arasındaki farklılık, kanımca doğal gaz dağıtım yatırımı ve işletmesini bilfiil yapmamış olmaktan kaynaklanmaktadır. Dikkat edilirse, bugüne kadarki ihalelere yukarıdaki tecrübelere sahip olan hiçbir yabancı şirket katılmamış, bunun yerine şehir doğal gaz dağıtım yatırımı ve işletmesini hemen hemen hiç yapmamış şirketler çok düşük kar marjlarıyla ihaleleri kazanmışlardır. Kanımca bu bedellerle, bu projeler belki kalitesiz malzeme ve vasıfsız insan gücüyle yapılabilir, ancak işletmesinin hem riskli olacağı hem de işin 8 yıl bitmeden yarıda bırakılacağı endişesini taşımaktayım. Nitekim benzer nedenlerle pek çok bankanın kamuya yük oluşturacak şekilde BDDK'nın elinde kalması gibi, doğal gaz dağıtım ve işletmeciliği için düşük tekliflerle işi alan fakat işi yürütemeyecek şirketlerin de önümüzdeki yıllarda EPDK'nın elinde kalabileceği endişesini taşımaktayım. Bu konuda önerim; Hiç olmazsa bundan sonra yapılacak doğal gaz dağıtımı ve işletmeciliği lisansına ilişkin ihalelerin, 4734 sayılı Kamu ihale Ya-sasının öngördüğü "Yaklaşık Maliyet" tabanlı ve kapalı zarf usulü ile yapılması doğal gaz sektöründeki kötü başlangıçları engelleyecektir. Doğal gaz gibi hassas bir ürünün dağıtım yatırımı ve işletmeciliği, mutlaka nitelikli insan gücü, ileri teknoloji ve kalite standartlarını gerektirmektedir. Herman Minasyan Sönmez Metal İstanbul'a ilk defa doğal gaz şebekesini tesis etmeye başladığımızda, doğal gazın tehlikesini bilen ancak nasıl bir şebeke yaptığımızı bilmeyen otoriteler "İstanbul'un altına bomba döşeniyor" gibi demeçlerle medyada başlıkların atılmasını sağlamışlardı. Bu endişelerinde haklı idiler, zira özensiz, ucuz ve teknik kurallara uygun yapılmayan bir şebekeden olsa olsa bomba olurdu. Bilmedikleri, olayın, işinin ehli gruplar tarafından titiz bir yaklaşım ve teknik uygunluk içinde gerçekleştirilmekte olduğu idi. Nitekim ilk gazı verdiğimizin üzerinden on yılı aşkın bir zaman geçti, birdeprem yaşandı, fakat "bomba" olayı yaşanmadı. Çünkü yapılan "ucuz iş" değildi. Yapılmakta olan şebeke; uluslararası standartlara uygun bir şartnameye göre yapılıyor ve yerli ve yabancı denetçiler tarafından titiz bir şekilde denetleniyordu. İşi yapan müteahhitlik grubu da, yaptığı işin ciddiyetine uygun kalifıkasyonda, Türkiye'nin en büyük gruplarından biri idi. EPDK ihalelerinde, ölümcül rekabet sonucu, inanılmaz -kanaatimce de muhtemelen uygulanamaz- fiyatlar elde edilmiştir. Şüphesiz ki, bu fiyatlar ilk bakışta tüketicinin lehine sonuçlar olarak görüntü vermekle birlikte, acaba bu sonuçlara ulaşmak mümkün olabilecek midir? ihaleye giren firmalar, herhalde yardım kuruluşları değillerdir, yatırımlarının amacı doğal olarak bundan bir kar etmek olsa gerek. Verdikleri bu "ölümcül" teklif l erle bu hedeflerine ulaşabilecekler midir? Mucize beklememek gerek, bu firmalar para kazanmak için varlar, bunu nasıl sağlayacaklar? Verdikleri tekliflerin mertebesi bu hedeflerini doğrular seviyede gözükmemektedir. - Yapılan bu ihalelerin, ancak süresinde tamamlanabildikleri ve hizmete sokuldukları takdirde tüketicinin lehine sonuçlar verebilecekleri unutulmamalıdır. Bugüne kadar muhtelif şehirlerde yapılan şebekeler "bomba" olmadı, bundan sonra yapılacaklarda "bomba" olmamalı. Doğal gazsektörü "ucuz"a kurban edilmemeli, bu sektörün, kaliteden verebileceği taviz yoktur. Devlet ihalelerinde yaşanan "kırım" sonuçlarını hep birlikte izledik; ya projeler yıllarca sürünüp durdu, ya depremlerde ilk yıkılan onlar oldu. Sonuçta, Devlet buna muhtelifçareler aradı, 2490'1 değiştirmeğe çalıştı . Hedef bu büyük tenzilatları önlemek ve projeleri yapılabilir fiyatlarla ihale etmekti. Neticede artık devlet ihalelerinin çoğunda en yüksek tenzilat esas alınmıyor. Kanımca, denenmişi denemek yerine, EPDK da bu yolu izlemeli idi. Olmadı, peki bugün varılan bu noktada ne yapılabilir? Akla şunlar geliyor: Neticede bu teklifleri yapanların bir hesap ve kitabı olsa gerek, EPDK bu hesapları istemeli sorgulamalı ve analiz etmelidir. Doğal gaz kullanan şehirlerimizde bu konularda yeterli birikim mevcuttur, EPDK bunlardan yararlanabilir, alacağı cevaplarla sağlıklı bir kanaate ulaşabilir. Gününde gerçekleştirilemeyen proje en pahalı projedir. Zaman faktörü fiyat kadar önemlidir; yapılamayacak kadar ucuza bir işi vermek, ihaleyi yapmamakla eşdeğerdir. l!li3 ___o o_ğ_aı_G_a z_, _L_PG_v_e F_u e_ı o_u _o_e_rg_i s i__. . . . . :■=f.=·=-----T_em_mu_z -_Ağ_u_sıo_s ı_s_ayı_ss____�_
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=