Doğalgaz Dergisi 86. Sayı (Nisan 2003)

Soldan sağa; Fikret Baran, Prof. Dr. Abdurrahman Satman, Niyazi Özgür, Süreyya Polat, Nusret Cömert. göre 4646 sayılı yasayla gündeme gelen en önemli konu. BOTAŞ'tan sonra bu işten en fazla etkilenen kuruluşlar, yerel dağıtım şirketleri. Yerel yönetimlerin şirket içindeki payları, yüzde 20'yi geçemeyecek. Türkiye'nin son dönemde tüketimdeki düşüş nedeniyle bir gaz fazlası ortaya çıktı. Bu fazla gazı tüketebilmek için şehir dağıtım ihalelerine hız veriliyor. Yasayla sağlanan bir diğer husus, yıllık tüketimleri 15 milyon metreküpün üzerinde olan tüketicilerin tedarikçilerini seçebilme serbesti si. . . Bu dört ana madde, yasa kapsamı içinde gündeme gelecek en önemli değişiklikler olacak." Prof. Dr. Abdurrahman Satman, 4646 sayılı yasayla meydana gelecek en önemli değişiklikleri dört ana maddede topladı ve bunlarla ilgili değerlen-dirmelerini şu şekilde yaptı: "EPDK gelecek yıllarda, tüm tüketicilerin tedarikçilerini serbestçe seçebilme imkanını gündeme getirebilecektir. Ama fiziksel yapıya baktığımızda gördüğümüz sakınca şu: 1 ingiltere'deki liberalleşme çalışmaları sırasında büyük tüketicilerin doğal gaz maliyeti yüzde 44 azalmış. Ama konutların doğal gaz maliyeti yüzde 11 oranında azalmış. Bu durumda küçük tüketiciler aleyhine, büyük tüketiciler leyhine bir durum söz konusu. Aslında farklı sektörlere farklı fiyat uygulaması çok doğal. Elektrik üreticilerinin, endüstrinin desteklenmesi gerekiyor. Ancak, yine de EPDK'nın bu uygulamaya geçerken biraz daha dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum. Yine yasada yer alan depolama konusuna değinmek istiyorum. Doğal gaz sektöründe depolama olmazsa olmaz koşullardan biridir. Maalesef ithalatçı konumda olan, iletim ve dağıtım sistemini hızla geliştiren ülkemizde yer altı depolama sistemi yok. 4646 yasada ana bileşenlerden biri olarak anılıyor, ancak Türkiye'de henüz gerçekleşmemiş durumda. Çok hızlı gelişmeler olan Türkiye'de, bu konu neredeyse unutulmuş. Her ne kadar TPAO'nun Kuzey Marmara gaz sahasının depolama amacıyla geliştirilmesi çalışmaları varsa da, bu konuda yapılan çalışmalar çok yavaş ilerliyor. .6 milyar metreküplük depo alanının oluşturulması için onlarca kuyu açılması gerekiyor. Şu anda birkaç kuyu açılmış durumda. Onlarca kuyu açılmasının ne kadar süre alacağını düşünmek gerekiyor. Türkiye'de eğer tüm konutların, doğal gaz kullanması durumunda, 2020 yılına doğru yaklaşık 15 milyar metreküplük gaz sadece konutlarda kullanılacak. Bu tüketimin yüzde 55'i şu anda mevcut doğal gaz hattında gerçekleşiyor. Bu durumda yer altı deposunun önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Batıdaki ülkelere baktığınızda onların yer altı depo kapasitesi, yıllık konut tüketiminin 1/3'0 kadar. Eğer Türkiye'nin konut tüketimi 15 milyar metreküp olacaksa, Türkiye'nin yer altı gaz kapasitesinin en az 5 milyar metreküp olması gerekir. Kuzey Marmara biterse, 1.6 milyar metreküp olacak. Bunun üç katı bir kapasiteye daha Türkiye'nin ihtiyacı var. Şu andaki libarelleşen doğal gaz piyasası içinde ihmal edilen en önemli konulardan biri. Nisan 2003 Sayı 86 21 Doğal Gaz, LPG & Fuel Oil Dergisi

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=