"Basınçlı kaplar yeni yaklaşım direktiflerinin 2003 yılında yürürlüğe girmesi ile birlikte; yurt içinde bu tarihten itibaren bu direktif kapsamındaki CE işaretsiz ürünlerin,CE işaretsiz ürünlerin, pazara sunulması mümkün olmayacak. Biliyorsunuz; CE işareti de bu yeni yaklaşım direktifleri kapsamında. Ürünlerden bir takım asgari gereklilikler bekliyor. Bunlar ürünlerin kalitesine ve performansına yönelik düşünmemekle birlikte en temel kalite şartlarını yerine getirme çerçevesindeki asgari gerekliliklerdir. Dolayısıyla sizin sorunuza gelince; merdiven altı imalatçılar eğer direktifte bahsedilen gerekleri yerine getirmemiş bir şekilde CE işareti kullanarak yurt içinde ürünlerini piyasaya sunarlarsa 4703 Sayılı Kanunun emrettiği hususlarla, cezai müeyyidelerle ürünün piyasadan toplatılması, muhtelif para cezalarının uygulanması gibi cezai müeeyidelerle, hukuki müeyyidelerle karşı karşıya kalacaklardır." CE belgesi asgari zorunluluk olan bir konu. Yalnız üreteni ve satanı değil, aynı zamanda kullananı da sorumlu tutan bir kanun yapısı var. örneğin TSE'li ürün, TSE'siz ürün diye eski dönemde bir yapı vardı. TSE'siz bir malzeme alınıp kullanılabiliyordu. Ancak, Avrupa Birliği direktifleri sonucunda CE zorunluluğu olan ürünlerde, üreten ve aynı zamanda kullanan da sorumlu oluyor. CE işaretlemesi ile ilgili olarak danışmanlık hizmeti dışındaki harcanan masraf ve maliyetler için Dış Ticaret Müsteşarlığının %50'si hibe olan birdesteği var. Konuyla ilgili mevzuat 97/5 çevre maliyetlerinin desteklenmesi hakkında tebliğ. 97/5 tebliğ uygulama ve usul esasları ile ilgili dokümanlar, Dış Ticaret Müsteşarlığı web sayfasında bulunuyor. I SKAV Genel Koordinatörü Yüksel Köksal da, yaptığı sunumda "Belgelendirme Sorunları CE" konusuna değindi. Avrupa teknik mevzuatına uyum süreci bilindiği gibi 1 Ocak 1996'da başladı ve 5 yıllık bir süreç sonucunda 31/2/2000 tarihinde sona erdi. Türkiye, ilk yıllardaki belirsizlikten dolayı, AB ile ilişkilerinin belirsizliğinden dolayı ev ödevlerini yeteri derecede yerine getirmede itina etti. Bu süre dolduktan sonra bir yıl daha uzatıldı ve en sonunda teknik mevzuat 11 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girdi. Sanıyorum bundan sonra geri dönüş olamaz. Eğer AB'ne devam etmek isteniyorsa teknik mevzuatın hukuki mevzuat ile birlikte uygulanması şart oluyor. AGENDA 4703 Sayılı Kanun, çerçeve olarak bilinen kanunda zaman içinde birtakım yönetmelikler yayınlanıyor. Bu yeni yaklaşım direktifleri 24 tanedir. Belli zamanlarda Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giriyor. Yalnı z bir geçiş süresi söz konusu. i lk yürürlüğe girme tarihi; elektrikli teçhizatlar yani alçak gerilim cihazlarının uygulanacağı 23 sayılı direktif ile başlıyor ve bu 11/1/2003 tarihinde. ISKA V Genel Koordinatörü Yüksel Köksal Burada enteresan bir şey var; hemen hemen tüm cihazlar elektrikle ilgili olduğu için daha sonra yürürlüğe girecek olan makine direktifleri, basınçlı kaplar, elektromanyetik uygunluk direktifleri 2003 yılının sonuna kadar yürürlüğe girmesine rağmen, elektrikli teçhizatlar baştan girdiği için dolayısıyla fiilen 2003'ün başından itibaren CE uygulaması yürürlüğe girmiş olacak. Sanıyorum henüz ne kamuoyu ne de sanayiciler yeterince bunun ciddiyetinin farkın-da değiliz. Biz ISKAV olarak geçen seneden beri işin ciddiyetine vakıf olduğumuz için bir an önce sektör firmalarımızı bilgilendirmek için ve bu çalışmaları başlatmak için Almanya'nı n en büyük kontrol teşkilatı ile bir işbirliğine girdik ve bir protokol anlaşması yaptık. Gayemiz; burada küçük sanayicileri de yönlendirerek; onların en rasyonel ve ekonomik olarak bu belgelere sahip olmalarını sağlamaktır. Anlaşmalarımıza göre; Türkiye'de Almanların buradaki ekipman laboratuar, Türkiye'deki mevcut potansiyeli de değerlendirerek en uygun şekilde sanayicilerin, özellikle küçük sanayicilerin bu imkanlara kavuşmasını ve belgelerin alınmasını sağlamaktır. Büyük şirketler senelerdir bunu yapıyorlar. Asıl sorun küçük firmalarda gözüküyor. Bu iş gerçekten ciddi ve pek fazla da vaktimiz kalmadı. 6 ay gibi bir vakit var. Firmalar "acaba geri dönüş olur mu" diye beliyorlar ama ben sanmıyorum. Bunu bir fırsat olarak da değerlendirmek lazımdır diye de düşünüyorum. Türkiye pazarının daralmasından dolayı ihracata yönelik çalışmaların canlanması gerekiyor. Birçok firma proje ve stratejilerini bunun üzerine kuruyorlar. Dolayısıyla bu bir fırsat olarak değerlendirilmeli. ismi duyulmamış firmalar için dünya piyasasında, global ekonomide bir fırsattır. Çünkü siz, uluslararası standartta kabul görmüş bir belgeye sahipseniz mantığınız ne olursa olsun o ciddiyetle güvenle malınızı, ürününüzü rahatlıkla pazarlayabilirsiniz. Bu yönden de ele alınırsa bence birfırsattır. Ama ciddi olarak bu işareti ve emniyeti sağlamak için gerekli çalışmaları yapmak gerekiyor." CE belgesi yürürlüğe girdikten sonra TSE'nin önemi kalkıyor. Ancak bu geçiş sürecinde, CE'nin yürürlüğe girme prosesi içinde TSE şart ve standartları geçerli. CE işareti, bir ürünün insan sağlığı, çevre ve tüketiciyi korumaya yönelik asgari gereklilikleri sağladığı anlamına geliyor. Bu Gümrük Birliği içinde Avrupa ekonomik alanında malların serbestdolaşımı için teknik engellerin kaldırılma mantığından çıktı. Dolayısıyla standartlar, ihtiyari olması nedeniyle TSE işareti zorunluluğu birölçüde kalkmak zorunda. Ancak bir ülkeye ihracat yapılırken, CE işareti malların dolaşımını temin ediyor ama o ülke ihracat anlamında özel şartlar isteyebilir. Bu özel şartlara ait bir takım markalar ve işaretler de aranabilir. O zaman, bu ekstra işaretler sağlanmak durumunda kalınabilir. Çünkü AB ekonomik alanı içinde de sadece CE işareti ile dönen malların serbest dolaşımı çerçevesi yerine gelmekle birlikte bazen çevreye yönelik bir takım ekstra şartlar (mesela Almanların beklediği Green Point diye bir şey var) da istenebiliyor. Yurt dışına malzeme satışında hangi belgelerin gerekli olduğu yönündeki bir soruya ise şu yanıt verildi: "CE belgesi ile ilgili direktifçok belirgin. Bu Doğal Gaz Dergisi 54 Temmuz -A�ustos 2002 Say, 81
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=