1D D 11Natural gas pipeline can become a line to friendship 11 Türkiye-Yunanistan Doğal Gaz Hattı Projesi'nin mutabakat zaptının imza/anmasının ardından bu hat "Dostluk Hattı" olarak nitelendirilmeye başlandı. Türkiye'de doğal gaz konusunda uzun yıllardır çalışmalarını sürdüren ve Türkiye Kojenerasyon Derneği Başkanı ôzkan Ağış ile "TürkiyeYunanistan Doğal Gaz Hattı"nı her yönüyle konuştuk. Türkiye Kojenerasyon Derneği Başkanı Ôzkan Ağış Doğal gazda, otoprodüktörlerin yıllardan beri özlemini çektikleri bir rahatlık dönemi başlıyor. Türkiye'de bir doğal gaz bolluğundan bahsediliyor. iran'dan gaz gelmesi, havaların ısınmaya başlaması, konutlarda tüketilen doğal gaz miktarının azalmış olması, ekonomik sıkıntı nedeni ile GÜNCEL endüstrinin daha az kullanıyor olması -çok fazla ithalat da yapılmadığı halde- gibi nedenlerle tüketimin azlığına dayanan bir gaz bolluğu yaşanıyor. Bunu da dikkate alarak daha önceden planlanan ve 2005 yılında BOTAŞ tarafından işletmeye gireceği düşünülen, doğal gaz boru hattının yapımı, iki tarafın da -yani Yunanistan ve Türkiye (Yunanistan'da DEPA, Türkiye'de BOTAŞ'ın)- an/aşmasıyla biraz daha öne çekildi. Öne çekilmesinin diğer bir nedeni de; bence bu hattın, politikacıların senelerdir beceremediği Türkiye ile Yunanistan arasındaki yakınlaşmayı sağlayacak bir dostluk hattı olması gibi, iki tarafın da iyimserliğinden, arzusundan kaynaklanan bir çabuklaştırma. Bunun gibi projeler, dostlukları güçlendiriyor. En azından sarsıntıları azaltıyor. Mesela Mavi Akım'da da böyle oldu. Şimdi Ruslar, herkesten çok Türkler'i savunmaya başladılar. Aynı şey, daha küçük ölçekte Yunanistan ile Türkiye arasında oluşacak. BOTAŞ ile DEPA arasında bir sene önce bir ilke anlaşması imzalandı. Bu ilke anlaşmasının hayata geçirilmesi Şah Denizi'nde bulunan gazın Türkiye'ye gelişine endekslenmişti. "Şah Denizi'nden gaz 2004 yılına kadar gelecek. Ondan sonra faaliyete geçecek şekilde, bu hattın inşaatına 2003'te başlamak gerekir. " denmişti. Şimdi, o zaman düşünülmüş olan bu planın bir yıl kadar öne çekilmiş olduğunu görüyoruz. Bu az önce de dediğim gibi iki nedene dayanıyor. Bu hatta AB de son derece önem veriyor. Bence AB'nin de önem vermesinin nedeni; "Avrupa'da gaz sıkıntısı var. Boğaz üzerinden Avrupa'ya Doğal Gaz Dergısı 45 Mort - Nıson 2002 Sayı 79 5l ıa gelsin de bu gaz sıkıntısını gidersin" şeklinde bir düşünceden ziyade; Orta Asya'yı Avrupa'ya bağlayacak olan gaz hattının birinci ayağı gibi düşünülebilir. AB tarafından Yunanistan-Türkiye yakınlaşmasını sağlayacak bir hat gibi düşünülüyor. Ticari birliği geliştirmek ve ticari birliği de politik yakınlığa dönüştürmek. Bunun için AB, hakikatten bu hattın ivedilikle yapılmasını istiyor. İmzalanan protokolün esası Ukrayna'dan gelen, Moldavya'yı geçen, sonra da Romanya-Bulgaristan', geçerek Türkiye sınırına ulaşan gaz, Trans-Balkan hattı dediğimiz bu hattan bir branşmanla Bulgaristan üzerinden Yunanistan'a bağlanıyor. Bu da 30 inçlik bir branşman. Bu bir yandan Selanik üzerinden Atina'ya iniyor. Diğer taraftan da Kometini'de bir istasyon var. Yunanlılar oraya 475 MW'lık bir santral yaptılar. Kornetini dediğimiz yer; Kava/a'ya fazla uzak değil; Dedeağaç'a yani Aleksandropolis'e yakın. Sınırımıza uzaklığı 85 km'dir. Trans-Balkan hattının Selanik'e giden uzantısı -daha doğrusu Kavala'ya kadar gelen uzantısı- 24 inçliktir. Bu hat birinci planda 36 inçlik. Türkiye'de Karacabey'den geçecek; Marmara'dan deniz geçişi yapacak; deniz geçişine de Lapseki'den başlayacak; karşıda aşağı yukarı Gelibolu açıklarından çıkacak ve İpsala -Yunanlılar Kipi diyorlar- dediğimiz yere kadar gelecek. Oradan da 85 km uzaktaki Kometini'ye uzanmış olacak. Sonuçta öne alınmış olan ve Mart ayı sonunda imzalanmış olan protokolde bu hattın yaklaşık 225 km tutan Türkiye tarafını -yani Karacabey-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=