Doğalgaz Dergisi 79. Sayı (Mart-Nisan 2002)

yapılması gerekli yatırımlar düşünüldüğünde; girişimcilere pazara dair güven verilmesi döneminde sizlerin katılacağınıza inanıyorum. "Pazarın önemli bir kısmı; ki bunları sayacak olursak; elektrik üreticileri, organize sanayi bölgeleri, büyük sanayi müşterileri ve şehir dağıtım şirketleri, doğal gaz alımında serbest olacaklardır. Diğer bir deyişle, fiyat ve alım şartları daha cazip olan satıcıyı seçme hakkına sahip olacaklardır. Ancak doğal gaz ithal anlaşmalarının BOTAŞ'tan özel toptan satıcılara devri kademeli gerçekleşeceği için satıcı sayısı sınırlı olacak ve tüketiciler gerçek anlamda rekabeti ilerideki aşamalarda göreceklerdir. "Son olarak, özel sektör ile kamu kuruluşlarının şimdiye kadar yapabildiği gibi, yapıcı görüş alış verişinde bulunmasının devamının yararlı olacağını düşünüyorum. Sektördeki yerel ve bizim gibi yabancı yatırımcılarla Bakanlık, BOTAŞ ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun karşılıklı diyalogları ile yatırım için doğru ortamın yaratılması sağlanacaktır. Aynı zamanda ülke koşulları da dikkate alınarak gelişmiş veya doğal gaz açısından kendine yeterli ülkelerdeki piyasa modellerinin aynen kopyalanması gibi bir tuzağa düşülmeden, bu modellerden yararlanarak, ancak Türkiye bazlı çözümler oluşturulmasının doğru olacağını ifade etmek istiyorum." Andersen Enerji Endüstri Lideri Ethem Kutucular ise enerji sektörünün son 1 O senedir Türkiye'de en çekici sektörlerin başında gelmekte olduğunu belirtti. Devletin, sektörün özelleştirilmesinde çok çaba sarf etmekte olduğunu ama bu çabaların çok yavaş ilerlediğini söyleyen Kutucular, "ancak son niyet mektubunda devletin bankacılık ve enerji kesiminde yapması gerekenler son derece sert bir şekilde bağlanmış durumda. Mutlaka birileri bu kanallardaGÜNCEL AGEND ki özelleştirmeleri yapmak zorundadır" dedi. Kutucular şöyle devam etti: "Dünyada sektör aynı hızla büyümekte. 5-1 O yıllık alanda yaklaşık 550 milyar dolar tutarında yatırım yapılacağı tahmin edilmekte. Türkiye enerji piyasasındaki son değişiklikler de dünya devlerinin Türkiye'ye bakışını değiştirmektedir. Türkiye'nin enerji tüketimindeki artışı göz önüne alındığında gelecek 10 yılda yapacağı yatırımın 70 milyar dolar seviyesinde olması öngörülüyor. Bu rakamlar tabii ki son derece değişken. "Kamuya ait olan mevcut işletmelerin operasyonel verimsizliği veya finansal sıkıntıları, yabancı yatırımcıların getireceği maliyet iyileştirmeleri, know-how da finansman kaynakları ile ortadan kalkabilir gibi gözüküyor. Ayrıca yerli ve yabancı yatırımcılar mevcut özelleştirme çalışmaları ile elektrik ve doğal gaz pazarındaki yeni yasa düzenlemelerini takiben bu sektöre yapılacak sermaye girişini hızlandıracaktır. Ancak özellikle yabancı yatırımcının bugün Türkiye'de bulunmaması geçmişte yaşanan birtakım sıkıntılardan kaynaklanmaktadır. "Doğal gazın elektrik üretimindeki kullanılma payı gittikçe yükselmiştir. Her ne kadar projeksiyonlarda konut ve sanayideki tüketimin arttırılması öngörülmesine rağmen enerji üretimdeki payının %60'1ar seviyesinde kalacağı öngörülmektedir. Bir diğer konu; İzmir'e doğal gaz geliyor ama kaç paradan geliyor sorusu. Sanayici olarak ekonomik enerji peşindeyiz. Yoksa doğal gaz gelince fazla bir şey değişmeyecek. Mühim olan en ucuz enerjiyi nasıl getireceğimiz konusu. Açıkçası bu konuda şu anda, Enerji Piyasasını Düzenleme Kurulu'nun çerçevesinde bir takım belirsizlikler olduğu kanısındayım. Yani izmir'de sanayiciler herhalde şu anda doğal gazı aldıkları için rekabetçi olduklarını düşünmüyorlar. Ne kadara alacakları çok önemli bir soru. Doğal gaz şu anda DOSİDER'in bir araştırmasına göre, kömürden sonra en ucuz enerji kaynağı olarak gözükmektedir. "Endüstriyi etkileyen ana etkenler olarak sizin bakış açınız; tabii ki kanuni düzenlemeler, pazarın doygunluğu, teknolojik ihtiyaçlar ve değişen müşteri profilleri. Burada müşteri profilinin çok önemli olduğunu söylemek gerekir. Artık dünyada salt müşteriye doğal gaz üretmek amaç değil. Doğal gazla birlikte müşteriye acaba neler sunabiliriz sorusu da önem kazanmaktadır. Yani dağıtıcı kişi bir çeşitlilik arz etmek durumunda. Çünkü alıcılar her şeyi bir kanaldan almak istemekteler. Bunun için Türkiye'de tekel durumunda olan özellikle İGDAŞ, İstanbul'daki dağıtım şirketine yabancıların ilgisi mevcuttur. Salt doğal gaz dağıtmak için değil, diğer hizmetleri de sunabilmek için. "Doğal gaz serbestlik pazarına bakarsak; AB'de de her şeyin serbest olduğu varsayılabilir ama doğal gaz sektörü henüz her ülke bazında net bir açıklıkta değil. örneğin Yunanistan ve Portekiz şu anda çok geri durumdalar. Almış oldukları bir istihdam var. İngiltere pazarı ise tamamen açılmış durumda. Fakat AB'nin gittiği yer, tamamen bir bölgesel pazar olma durumunda. Dolayısıyla bugün Almanya'daki bir şirket, lspanya'daki bir şirketi satın almakta ve doğal gaz pazarını ele geçirmektedir. Bu da Türkiye açısından zannediyorum, orta vadede önem kazanacaktır. Yani bölgesel pazarlar boğuşacaktır. Örneğin AB'ne serbestlik geldikten sonra 13'e yakın doğal gaz şirketi birden fazla ülkede faaliyet göstermeye başlamış durumda. Dolayısıyla artık ülkeler değil, bölgeler önem kazanmaktadır. "Doğal Gaz Piyasası Kanunu hakkında detaylı bilgiler verildi. Burada kritik olan şeyler, Bursa ve Eskişehir'in ne olacağı konusudur. Ve diğer belediyelerin ne olacağı konusudur. Çünkü belediyelere veya belediye iştiraklerine ait doğal gaz dağıtım şirDo�al Gaz Dergisı 32 Mart • Nısan 2002 Sayı 79

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=