Doğalgaz Dergisi 79. Sayı (Mart-Nisan 2002)

Üretim şirketleri, ihracat lisansı almak kaydıyla ellerinde bulunan gazı ihraç edebilirler. "Doğal gazın kuyu başından, iletim sisteminden, şehir içi dağıtım sisteminden satın alınıp, sıkıştırılması ve basınçlı kaplara doldurularak özel vasıtalarla taşınması için de Enerji Piyasası Üst Kurulundan izin alınması zorunludur. Kurulun bir dağıtım için, bir şehir için açacağı ihale Resmi Gazete'de ilan edilir. Şirketlerin ihaleye katılmak için vereceği teklifler, çıkarılacak yönetmeliklerde belirtilen usul ve esaslara göre değerlendirilir. İhaleyi kazanan şirkete dağıtım lisansı verilir. O şirket, o şehirde 'dağıtım faaliyetlerini gerçekleştirmeye yetkili dağıtım şirketi' unvanını alır. Dağıtım lisansı alan tüzel kişi, mülkiyetinde olan dağıtım şebekesini, kurulun verdiği lisans süresi sona ermeden bir başka kişiye satamayacaktır. Lisans süresi sona eren şirket, eğer Türk Doğal Gaz Piyasası Kanunu'nu diğer ülkelerle karşı laştı rdığı mızda, piyasaya yeni gi rişlerde kı sıtlayı cı olan kurallar içerdiğini görüyoruz. aynı şehirde ikinci bir kez lisans alıp dağıtım yapmak istiyorsa; yetkisinin dolmasına 1 yıl kala kurula başvuracak ve yetkisinin yenilenmesini talep edecektir." Türkiye Kojenerasyon ve Otoprodüktörük Derneği Başkanı Özkan Ağış, "Türkiye, etrafı doğal gaz ve petrol zengini ülkelerle çevrili olduğu halde bilinen ve bulunan doğal gaz ve petrol rezervleri itibarıyGÜNCEL la zengin bir ülke sayılmaz" dedi. "2001 yılında enerjimizin %64'ünü ithal yoluyla karşılamak durumunda kaldık. Sadece geriye kalan %36'sını üretebiliyoruz. İşin kötüsü bütün gayretlerimize rağmen, fevkaladeye yakın birtakım sürprizler çıkmazsa, gelecek yıllarda enerji bağımsızlığımızın daha da az olacağı ve 201 O yılında bu rakamın %72, 2020 yılında da %78-80 mertebelerinde yükseleceğini üzülerek görüyoruz" diyen Ağış, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de geçen yıl, 82,5 milyon ton petrole eşdeğer enerji ham maddeleri ihtiyacımız olmuş. Primer enerji ham maddelerinin petrole dönüştürülmüş rakamı, 82,5 milyon ton eşdeğer petrol. 17 milyar m3'ün karşılığını 1314 milyon ton eşdeğer petrol alırsak, demek ki bu rakamın %1 9'unu doğal gaz elde etmeye başlamış. Bundan sonraki gelişmesiyle, doğal gazın yılda %12 tüketimini dikkate aldığımız zaman -ki bu çok büyük bir rakamdırilerdeki yıllarda toplam enerji faturamız içinde doğal gazın payının giderek yükseleceğini görüyoruz. Türkiye'de herkesin çok bahsettiği akaryakıttan elektrik enerjisi elde etme konusu var. Bu konu, bazı çevrelerde söylendiği gibi çok büyük rakamlara mal olmuyor. Türkiye'nin bugün 35-36 bin MW'lık bir ekonomik hidrolik potansiyeli var. Bunun hepsi 1 yılda üretilebilecek duruma gelse, yani 35 MW'lık hidrolik santrali kurulsa bunun toptan üretimi 125 milyar kWh'tır. "Sabahleyin Sayın Valimiz de söyledi; 2020 yılında 600 milyar kWh elektrik kullanımı olacak. 125'i 600 ile karşılaştırın lütfen. Demek ki hidrolik potansiyelimiz, Cumhuriyetimizin 100. yılında ihtiyacımızın ancak %20'sini sağlayabiliyor. "Güneş enerjisi bol; güneş enerjisinden ısı elde etme maliyetleri düşük fakat elektrik elde etme maliyetleri çok yüksek. Güneş enerjisinden elektrik elde etmek için, 1 kW'lık bir kuruluş maliyeti, 3-4 bin dolar arasındadır. Hidrolik santrallerde bunun maliyeti, 1500-2000 dolar arasındadır. Kömür santrallerinde 1000-1200 dolar arasındadır. Doğal gaz santrallerinde ise, bu 500-600 dolar arasındadır. Bunu işletme maliyeti olarak görmeyin, bu tesis maliyetidir. Mühim olan en ucuz enerjiyi nası l getireceğimiz konusu. Açı kçası bu konuda şu anda, Enerji Piyasası nı Düzenleme Kurulu'nun çerçevesi nde bir takı m belirsizlikler var. Dolayısıyla şunu söylemek istiyorum; çok büyük bir güneş santrali kurmak mümkün. Bugün bizim kurmakta olduğumuz Aliağa'daki santral 1500 MW'lıktır. Onun yerine bir güneş santrali kurduğumuz zaman vereceğimiz maliyet rakamı 6 milyar dolardır. Aliağa'da kurduğumuz santralin bugünkü bedeli de 750 milyon dolardır. Yani 6 milyar doların uluslararası dolar piyasasındaki faizini bile dikkate alsak onun faizi doğal gaz faturasının üzerindedir. Aliağa'da kullanılacak doğal gaz faturası 350 milyon dolardır. "Doğal gazın sağladığı önemli avantajlardan bir tanesi; kombine çevrim dediğimiz doğal gazın yandıktan sonra ortaya çıkardığı ısı ile bir yandan doğal gaz, buhar türbin jeneratöründe elektrik üretirken diğer yandan da bu ısının geri kazanımı ile buhar türbininde bir elektrik üretimine imkan vermesi. Buna "Combined Cycle" diyoruz. Dünyada en yüksek randıman seviyesi %40-50 idi; şu anda yapmakta olduğumuz İzmir, Aliağa, Adapazarı ve Gebze santrallerinde bu rakam %57'ye ulaştı. %40 Doğal Gaz Dergisi 28 Mart - Nisan 2002 Say, 79

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=