meliğin çıkması neticesindeki belirsizlikler devam etmektedir. Gazın kentlere erişiminin sağlanmasına yönelik olarak Büyükşehir Belediyesi'nin 1993 yılında yaptırdığı ve 1996'da revize edilen fizibilite çalışması dışında somut herhangi bir çalışma şu anda bulunmamaktadır. Gazın kentsel kullanıma sunulması durumunda, izmir'in cadde ve sokaklarının tekrar kazılması gündeme gelecektir. İzmir kent merkezi hava kirliliği sınırlarını şu anda zorlamaktadır. Ama tehlikeli bir boyutta değildir. Fabrikaların enerji üretimi için kullandıkları mevcut tesis ve donanımlarının doğal gaza uyumlu Kanun ve devlet sadece piyasaları düzenleyici olmalı, gaz siyasi tercihlerin güdümünden kurtarı lmalı, piyasadaki belirsizlikler ortadan kaldırı lmal ıdı r. Fabrikalar, doğal gaza geçiş ön fizibilite çal ı şmalarına hemen başlamal ıdır. hale getirilmesi konusunda bir çalışma içine girmemiş olmaması da doğal gaza geçişi uzatacak bir handikaptır. Doğal gaz fiyatının ne olacağı, kullanımın miktarıyla birebir bağlantılıdır. Fiyatın belirsizliği ile her an yükselebilir olması, alıcıları ve dağıtım şirketlerini tereddütte bırakacaktır. Doğal gazda tam anlamıyla bir devlet politikasının ortaya konması, siyasi tercihlerin güdümünden kurtulması ve fiyat belirsizliğinin ortadan kalkması ile sanayide doğal gaz tüketimi de artacak, konutlardan talep olaGÜNCEL caktır. Ama bu şekliyle, bunun fiyatını belirleyenlerin iki dudağının arasındaki bir fiyat politikası ile gerçekten endişeler olabilecektir. "Basınç düşürme istasyonlarının, bölge regülatörlerinin yer seçimleri, inşası, ikincil dağıtım hatlarının, ana şebekenin, dağıtım şebekesinin güzergahlarının belirlenmesi; inşası ve diğer alt yapı donanımlarının, TELEKOM, TEDAŞ, polarizasyon gibi güvenlik alanlarının oluşturulması , bugünden başlanması gereken çalışmalardır. Çünkü bunlar da zaman alacaktır. "Sonuç olarak 2002 yılının ilk yarısında doğal gaz kentimize ulaşacak; ancak doğal gazın kentsel dönüşümü ve sanayi amaçlı kullanımı için Aliağa doğal gaz çevrim santrali ve LNG terminali dışında somut adımlar henüz atılmış değil. Gelecek doğal gaza hazırlıksız yakalanmamak için bugün başladığımızı varsayarsak, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı'nın, BOTAŞ'ın, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun, girişimcilerin, bizlerin, Belediyemizin hızlı hareket etmemiz gerekmektedir. Öncelikle şeffaf ve doğal gaz piyasasını oluşturmayı hedefleyen Doğal Gaz Piyasası Kanunu için değişimi düzenleyen gazın üretimi, iletimi, dağıtımı, toptan satışı, ithali, ihracı ve ticareti ile ilgili depolanması fonksiyonlarını yürütecek kuruluşların esaslarını ve diğer konuları belirtecek yönetmelik bir an önce çıkmalıdır. Ki biz, buna göre bu durumu değerlendirelim. Yürürlüğe girecek bu yönetmeliğe göre dağıtım şirketleri kurulmalıdır. Yani biz, şirketimizi yönetmeliğe uyarlamak durumundayız. Kanun ve devlet sadece piyasaları düzenleyici olmalı, gaz siyasi tercihlerin güdümünden kurtarılmalı, piyasadaki belirsizlikler ortadan kaldırılmalıdır. Fabrikalar, doğal gaza geçiş ön fizibilite çalışmalarına hemen -özellikle Sanayi Odaları burada uyarmalı- başlamalıdır. Doğal gazın iletimini sağlayacak alt yapı çalışmaları için belediyemizin de ciddi hazırlıklar içine girmesi gerekmektedir. "Dağıtım şirketleri yaratacakları istihdam, verecekleri hizmet ve meydana getirecekleri ticaret hacmi ile İzmir ekonomisine bir canlılık getirecektir. Gazın sanayide ve kentsel kullanımda tüm bu hazırlıklarla ilgili kent hareketlenecek, yeni sektör, yeni iş odağı ortaya çıkacaktır. Biz ilk örneği oluşturacak il olarak, çok dikkatli olma gibi bir zorluk ve misyon üstleniyoruz." EGEV Başkanı Uğur Yüce de konuşmasında 4646 sayılı Kanunun geçici 3. maddesine yönelik eleştirilerini dile getirdi. "Aslında bu kanunun statüsü Eskişehir'de, Bursa'da ayrıdır, diğer 3 ilde ayrıdır. Bunların her ikisinin de devri için ayrı iki model düşünülmektedir. Geçici 3. maddenin a ve b şıkkını incelerseniz göreceksiniz ki; aynı ülke içinde, aynı ülke vatandaşlarına tamamen farklı bir yapı içinde, bir tarafta özelleştirme modelinde, bir tarafta belediyenin hissesini %20'Iere kadar azaltarak ama mevcut bir alt yapıyı devretmek söz konusu iken diğer illerde sıfırdan alt yapı kurulacak. Bana göre artık Ege Bölgesinde sanayiye doğal gaz dağıtımından bahsetmek tarih yazmaktır. Dolayısıyla asıl önemli olan; kent içi dağıtımdır" diyen Yüce, konuşmasının devamında lzmir'in rüzgar potansiyeline değindi: "İzmir ve Ege başka bir konu için de birkaç senedir mücadele veriyor. Bu verdiği mücadele de rüzgar enerjisidir. Rüzgar enerjisi iki tane önemli faktörü getiriyor. Bunlar; hava, dünyada genel akım, yenilenebilir ve sürdürülebilir kavramlardır. Rüzgar enerjisi doğal ve yenilenebilir bir kaynaktır. inanılmaz derecede şanslı bir koridorda bulunuyoruz. Ayrıca Dünya ve AB de bu yöne gitmektedir. Bugün dünyada ve AB'de 1999 senesi itibarıyla 8 bin MW civarında olan rüzgar enerjisi 2003'te 21 bin MW'a, 2010 yılında da 40 bin MW'a yükseleDo!)ol Gaz Oergisı 24 Mart - Noson 2002 Soy, 79
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=