uygulanmaktadır. Birçok ürün direkt olarak bu normun içinde değildir. Örneğin musluk grubunun TSE standardı olmakla beraber, ara musluk gibi ürünlerin TSE normu bulunnıamaktaclır. Ama alınan TSE belgesi tünı nıusluklan kapsıyornıuş gibi hareket edilebilmektedir. 2000 yılından sonra ürünlerin ayrıntılı normları yayınlanacaktır. Bu normların yayınlanmasının en önemli yararı TSE normuna uygun olnıayan ürünlerin diğer üı·ünler arasından ayıklanabilmesiclir. Çünkü birçok firma nornıların ayrıntılı yazılmamış olmasından yararlanabilmektedir. Ayrıca ülkemizde isteyen, mamullerine uygun olmasa da TSE belgesi alabilnıekteclir. 2. Haksız Rekabet Türkiye'de yaşanan en önenıli sorunlardan biri haksız rekabettir. Haksız rekabet birçok yönden olabilmektedir. Direkt ürün maliyetinin oluşmasında etkili olan faktörler olduğu gibi ürünün imajını etkileyen faktörler de bulunnıaktadır. Üreticiler, faturasız nıanıul satarak ve sigortasız işçi çalıştırarak ürün fiyatını clüşCırnıekte ve rekabet şartlarını farklılaştırmaktadırlar. Bunun yanında ürün dizaynında kaliteli bir markanın en iyi ürünü taklit edilerek, çok cazip fiyatlarla pazara verilnıekteclir. Bu clurunı tüketicinin yanlış bilgilendirilmesine neden olmaktadır. Bu etkenlerle beraber satış şirketlerinin, tanınmış markaları baz alarak başlattıkları karalanıa kanıpanyaları da pazaı·da yanlış anlaşılmalara neden olmaktadır. 3. İthal Ürünler İthal ürünlerde yaşanan rekabeti ikiye ayırnıak mümkündür. Birincisi markalı gelen ithal ürünlerdir. Bu ürünler keneli ülkelerinde ve dünyada belirli bir nıarka inıajına sahip ürünlerdir. Bu ürünler kalite ve teknolojik özellikler bakımından gelişmiş ürünlerdir. Bu nedenle bu ürünlerle rekabet teknolojinin çok yakından takip eclilnıesi, satış sonrası müşteri hizmetleri şirketlerinin iyi organize edilmesi, ürün geliştirnıe hızının yüksek ol nıasını getirmektedir. Bunun yanında yine ithal olarak gelen, mamül kalitesinin iyi olmadığı, fakat fiyatların çok uygun olduğu ithal ürünler bulunmaktadır. Bu ürünlerle rekabetsadece fiyatla olduğundan rekabet etme şansı daha düşüktür. Ayrıca Türkiye'nin eğitim düzeyi düşük olduğu için; kalitesi düşük olduğu halde, sadece "ithal" olduğu için bu ürünler ilgi çekmektedirler.İthal ürünlerde, kendi ülkelerindeki standartlara uygun ürünler olduğu gibi, hiç standardı bulunmayan ürünler ele nıevcuttur. Standartları bulunmayan ürünlerin bir kısmı için ele "standartlara uygundur" tabiri kullanılmaktadır. Bu mamüllerin yurt içine girişlerinin veya satışının yapılmasının önlenmesi gerekmektedir. Anti-damping yasası maalesef Türkiye'de hemen hemen hiç uygulanmayan yasalardan biridir. 4. İhracat ve İthalatta Karşılaşılan Sorunlar İhracatta rekabet çok daha yoğun yaşanmaktadır. ihracat yapılan ülkelerde rekabeti, yerli üreticilerle oluşan rekabet ve ithal ürünlerle oluşan rekabet olarak ikiye ayırnıak mümkündür. Yerli üreticilerin avantajı; nakliye masraflarının az olması, ülke pazarında esnek olarak hareket edebilme, marka birliği, satış Agenda -.�. •::,--. , . . sonrası müşteri hizmetlerinin bulunması, ürün çıkarma hızının yüksek olnıası ve o ülkenin pazar şartlarına daha fazla hakim olmasıdır. Bu şartları ihraç ettiğinıiz ürünlerde sağlayamadığımız takdirde rekabet, fiyat odaklı hale gelmektedir. Bu da ihraç fiyatlarının düşmesine neden olnıaktadır. Buna kaı·şılık, kalitesiz ve ucuz ithal ürünlerle de rekabet oluşmaktadır. İşçilik ve gireli maliyetlerini mininıuma indiren firmalar ürün kalitesine önem vermeden satış yapmaktadırlar. Fiyatlar çok uygun olduğu için bu ürünler tercih edilebilmektedir. Bunun yanında, kaliteli ve teknolojik özellikleri ileri olan mamuller seçilirken, bu ürünlerde lider konunıda olan ülkelerde, (aı·matürde Almanya, vitrifiyede İtalya gibi) yerli üreticilerin ürettiği mamuller tercih edilmektedir. İhracat yapılırken karşılaşılan önenıli sorunlardan biri TSE normunun diğer ülkelerde bir geçerliliği olmanıasıdır. Bu nedenle ihracat yapılmak istenen ülkelerin standardına uygun olup olmadığının kontrolü için tekrar testlerden geçilmesi ve o Cılkenin standardının alınması gerekmektedir. Öte yandan diğer ülkelerin çoğunda normlar ihracat yapılan ülkelerde geçerli olduğu için bu durum ek maliyet ve ek işlem getirmemektedir. Bu nedenle TSE'nin bu konu ile ilgili çalışma yapması geı·ekmektedir. İthalat yaparken karşılaşılan en büyük problemlerden biri, hem nihai ürün olarak hem de yarı mamul olarak kendi logonuzla istediğiniz ürünlerin gümrükten çekilememesidir. Bu ürünler firma logosu ile istenildiği takdirde sahte menşei'li manıuller kapsamına girmektedir, bu nedenle ithalatçı firma logosu ile ithalat yapmak nıümkün olnıanıaktadır. Bunun yanında ihraç kaydı ile getirilen ürünlerde, ürünlerin ithal edildikten 3 ay sonra yurt dışına satılması gerekliliği nıevcuttur. Bu şarta uyulmadığı taktirde cezai işlenı uygulanmaktadır. Yurt dışından bedelsiz istenen nıamuller, geri gönderilirken belirli bir bedel üzerinden geri gönderilmek zorundadır. Bu durumda da ithalat yapan üretici firnıalar birtakım sorunlar yaşa nıaktad ı r. Sonuç olarak, ülkemizde anti-damping, rekabet, tüketiciyi koruma, patent gibi konularda yasalar olnıasına rağnıen bunların uygulayıcısı olan kurumların kanunlarla ilgili çıkardıkları hemen hemen her yıl 4-5 kere değişen yönetnıelikleri, bunların takip edilmeyişi, hala "benim nıemurum işini bilir" zihniyeti ile hareket edilmesi, kontrol diye bir kavramın olnıaması, gerçek sanayiciyi, gerçek ticaret erbabını faaliyet gösterenıez, bir ay sonrayı tahmin edemez hale getirmiştir. Bunun için tüm kamu ve özel sektörün biraraya gelip, öncelikle mevcut kanun ve yönetmeliklerin uygulanmasını sağlamaları, daha sonra uygulamada karşılaşılan eksik ve aksayan hususlar için yeni düzenlemeleri hayata geçirmeleri gerektiği inancındayım. Kasım-Aralık '99 Sa 65
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=