Doğalgaz Dergisi 56. Sayı (Mayıs-Haziran 1998)

.·Agenda uygulaınasını prensipte yı:."ıı-ekten clestekleıneınize rağınen izlediğim kadarıyla mevcut enerji elektrik üretimiınizin %1 O'una ulaşmış bir kapasiteıniz var. lsıtnıa ya ela başka amaçla bu ilave 3'te 2'Iik kısınını oluşturan buhar özelliğinin ne kadarını bu tesisler kullanıyor? Biz bu verimle %80'lere varan verime ulaşabildik? Biı· keı·e amacı itibaı·iyle bu hususta neredeyiz ne kadar verim aıtışı sağlıyoruz ve bu nedenle ele çevresel etkileri ne kadar azaltır biı· pozisyona sahiptiı'? Bu soruların cevaplanınası geı·ekir_ Bu konuda biı· durum tespitine ihtiyaç var. Bu planlama aşamasında ve izin verilnıe aşamasında dikkate alınınası gereken sadece otopmclüktör hüviyeti içerisinde izin oluşturan Enerji Bakanlığımız'ın uygulamaları dışında bizim için öneın aızeclen bu hususların ela hayata geçmesini sağlamak bakıınından yeni bir bakış açısı getirecektir. İkincisi yakıtlada ilgili kısmı doğal gaz kullanılması hal inde kombine çevrinı santrallerinde kojenerasyon bütünlüğü içerisinde talebi bahse dayanan proje esasında nasıl bir yakıt tüketiıni olacağını ve bu yakıtın da hangi teknolojiyle nasıl kullanılacağını tabii ki bilmek lazım. Bu konuda gelişmiş teknolojileı· ol duğunu biliymuz. Bu bizim sera gazı diye ortaya koyduğumuz ve genelde karbondioksit diye anımsanan, böyle bilinen etki gazının dışında küküıtdioksit rahzodioksit diye de dünyanın yine aynı iklim değişikliği sözleşmesi çerçevesinde indirime tabi tutınak istediği gazlar da mevcuttur. Dolayısıyla belki doğal gazda kükürtsorunu olmayacaktır, ama yaknıa teknolojisi itibariyle azotoksitlerin ne düzeye geldiğini ve nasıl yakılacağını da atmosfere nasıl emülsüyon verdiğini de bilmek durumunda kalacağız. Bu da yakıtla ilgili ve yaknıa teknolojisiyle ilgili 2. husus. Üçüncü husus gene gi.:ındenıde bulunan ağır fuel oil ve ağır yakıt diye tanıınlanan rafinelerin dip ürünlerinin daha ucuz olduğu için ve bir miktarda doğal gazın şu anda yetersiz kalması nedeniyle mecburiyelten kaynaklanan bir tüketiın talebinin olduğunu ortaya koydu arkadaşlarınıız. Bunun olabilirliği konusunda bazı ifadeler ve istekler var. Yıllardır bizim kendi kömür kaynaklarımız ve yakıt/arımız yanma sıcaklığının düşük olması nedeniyle azotoksitler pek dikkate almmadı. AnCifk bu tür yüksek verimli ama yüksek sıcaklığa ulaştığmda da havadaki azotu azotoksitlere dönüştüren bu yakma teknolojilerinin de dikkate alınması lazım. Doğal Goz Dergisi 126 Bu istekleri de değerlendinnemiz arzu ediliyor. Biz bunu nıeınnuniyetle değerlendiririz. %2-S'e varan kükürt içeren i.:ırünlere değinmek gerekiym. Baca gazı arıtmasında kükürt Dinox kükürt giderıne üniteleri olacak şekilde dizayn edilınesi gerekiyor. Bu bir maliyet. Tabii bunun dışında yine yüksek yannıa sıcaklığı sözkonusu olacağı için azotoksit gazlarının oluşup oluşmadığı konusunda bir ayrı sıkıntı. Bunu da gidermek için su püskürtmeli bazı metod geliştirmeleri ol duğunu öğrendik. Bu metodla tekrar karbonmonoksit acaba olur mu? Bu sıcaklık kontrolü yapılırken verimde bir kaybolma olur mu? Bununla beraber bir denge gazı ne gibi bir sonuç veriyor bilınemiz lazıın. Dolayısıyla biz hep kükürtdioksit ve dumanı ezberledik. Yıllardır bizim kendi kömür kaynaklarımız ve yakıtlarımız yanma sıcaklığının düşük olması nedeniyle azotoksitler pek dikkate alınmadı . Ancak bu tür yi.:ıksek verimli a m a yüksek sıcaklığa ulaştığında da havadaki azotu azotoksitlere dönüştüren bu yakma teknolojileri nin de dikkate alınması lazım. Somadan gecikmelerin ve şikayetlerin olmaması için bunları baştan düşünınekte, gündeme getirmekte yarar var. Bu noktada yatırııncıların, teknoloji sahibi ulusal ya da uluslararası firmaların bizleri bilgilendirmesinde büyük yarar görüyorum. Çevreyi koruyan, kalkınmayı da sekteye ıığratmayan ve dünyada kabul edilmiş olan dengeyi Türkiye'de de oluşturmaya çalışacağız. Esas itibariyle de Tüpraş'ın ya da rafineleriınizin bu yakıtları kroking üniteleriyle daha da kapasitesini arttıracak şekilde de belli bir programı izlemesiyle de yaraı· görüyorum. Biz kalkınma ilkesine inanan durumdayız.Yani hem kalkınacağız heın çevreyi koruyacağız. Bunun kısaca özeti budur. Bu anlayışla ülkenin yüksek menfaati gereği ne gerekiyorsa insan yedeşim yerlerinden uzak, belli sanayi bölgelerinde belli hassas yöreler diye tanımladığımız doğal yapı itibariyle ekolojik önem taşıyan bölgeler dışında bazı tedbirler alınması ınüınkün olur. Tabii buna bugünkü yasal yapı içerisinde nıahalli idareler kısmında yerel mahalli çevre kuralları karar veriyor. Buralardan görüş alınıyor ve ilgili kuruluşların görüşlerine sunuluyor. Bu tip projeler için bu görüşler çerçevesinde de yine üniversal bir takım bilgilerle değerlendirmeye tabi tutuluyor. Konunun 54 aşamada doğal gaz yönüyle mevzuatımızda bir sıkıntı yarattığını zannetmiyorum. Ama diğer yakıtlar için böyle bir talep geldiğinde bu mevzuatı çok kısa bir süre içerisinde, ki şu Mayıs-Haziran '98 Sayı 56

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=