Doğalgaz Dergisi 53. Sayı (Kasım-Aralık 1997)

Makale ortaya koymaya çalıştı bir alternatif olarak ve bu alternatifin de tabii bugün hukuksal olarak bazı problemleri vardır ve bu hukuksal problemlerin çözülmesi için gerekli adımlar atılmaktadır ve bu çerçeve içerisinde bunun da başarısı için bakanlık artı bürokrasi çaba göstermektedir. Bu çabanın inşallah olumlu neticeleneceğini düşünüyorum. Türkiye Elektrik Enerjisinde Bir Darboğaza Girmektedir. Türkiye, elektrik enerjisinde bir darboğaza girmektedir. 2000 yılına kadar eğer biz şu anda, ister devam etmekte olan yap-iş let-devretl e r isterse devam etmekte olan kamu yatırım l arını realize edemezsek -açık lıkl a söyleyeyim- 2000 yılında Türkiye büyük bir karanlığın içerisinde kalır. Çünkü, şu anda devletin yapmakta olduğu 1.400 MW'lık Bursa doğal gaz santrali devam etmekte, artı 2.500 MW civarında da şu anda, özel sektörün, yap-iş l et ve yap-işlet-devret bazında yapmakta olduğu yatırımlar var. Bir de yine, 3096 sayılı Kanuna paralel olarak sanayicilerin kendilerinin enerji ihtiyaçları olan enerjiyi ürettirdiğimiz oto-prodüktör dediğimiz bir sistem var ve bu sistem çerçevesi içerisinde de -burada işte onun sevinci içerisindeyimTürkiye'nin enerji ihtiyacını bir nebze olsun onlar gide riyor. Şu anda 1997'nin başlangıcından bu tarafa doğru -işte, hemen hemen yarısındayız yılın- 230-235 MW'lık bir ünite devreye girmiş durumda. Bunda devletin hiçbir katkısı yok; tamamen sanayici kendisi bu işi yapıyor ve devlete de muhtaçlığını ortaya koymuyor. Türkiye 'nin Yeni Kaynaklara İhtiyacı Var. Bir de mevcut santrallerin artı mevcut ünitelerin devriyle ilgili bir çalışmamız oldu. Bunun şu anda ihale safhası bitmiş durumda, değerlendirme çalışmaları var. Yani, Türkiye, kısaca, özellikle elektrik sektöründe belli bir yapılanmaya gitmekte. Bu yapılanma çalışmaları da hukuksal baza oturtulacak tabii ki. Artı, bu çerçeve içerisinde, dünyada, gelişmekte olan ülkelerdeyahutdagelişmişolan ülkelerde ne varsa, ülkemizde de onun olması çalışmaları hızla devam etmekte; bunların da en kısa zamanda realize olacağını tahmin ediyorum. Şu soru akla gelecek. Bu kadar ça lışmalar devam ederken, bu çalışmaların arkasından nasıl bir yakıt probleminiz var, diye bir soru çıkabilir karşımıza. Ben, Türkiye'nin yerel kaynaklarının kısaca toplamını söyleyeyim. Her şeyi değerlendirdiğiniz zaman, doğal gaz zaten yurt dışından ithal edilmekte, petrol yataklarınızın büyük bir kısmı yurt dışından ithal edilmekte, kömür rezervleriniz, hidrolik rezervleriniz ve bütün potansiyellerinizi topladığınız zaman 246 milyar kWh'lık bir kaynağınız var; ama Türkiye'nin 2020 yılında 546 milyar kWh'a ihtiyacı var. Bugün için söyleyeyim; %41 'ini biz bugün yerli kaynaklardan karşılıyoruz. Bu, 201 O yılında %34'lere düşecek. Demek ki, Türkiye'nin yeni yeni kaynaklar bulma mecburiyeti var. Türkiye kısa dönemde, dediğim gibi 2000 yılında, yakın bir gelecekte enerji darboğazına girer bu yatırımlar gerçekleşmediği müddetçe. O zaman Türkiye, kısa dönemde enerji poıitikalarında bir revizyona gitti. Yakıt felsefesini şuna dayandırdı: Doğal gaz ağırlıklı; bir de tabii ki bunu çevreyle doğru orantılı olarak yaptı. Çevre mevzuatına uygun, daha temiz bir enerjinin elde edilmesi anlamında da bir paralellik sağlayarak kısa dönemi doğal gazla aşmaya çalıştı. Bu çerçevede, işte biraz önce de bahsettim, yap-işlet bazında 5 tane santrali Türkiye ihale etti. İthalat Konusundaki Çalışmalar Devam Ediyor. Ben çok global olarak size kısaca bu rakamları vereyim. O rakamların detaylarını arkadaşlarımız size anlatacaklar. Türkiye, 6 milyar m3 doğal gazını yurt dışından pipe-line olarak getirmekte; yani, Rusya'dan boru hatlarıyla getirmekte. Türkiye, bunun, ilave olarak, yaklaşık 2 milyar m3'ünü de LNG olarak, sıvılaştırılmış doğal gaz olarak... Bizim, Marmara Ereğlisi'nde bulunan bir terminalimiz var, 6 milyar m3 kapasitesinde. Tabii, bazı ilave ünitelerinin ihtiyacı var bunun tam kapasiteye Doğal Gaz Der ısi 199 Kosım-Arolık'97 Sayı 53

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=