Doğalgaz Dergisi 53. Sayı (Kasım-Aralık 1997)

artış, bir taraftan beni ççık sevindirmekle birlikte, bir taraftan da kaygılandırd ığın ı burada ifade etmekte hiçbir sakınca görmüyorum. Sevindirmesi, özellikle bu artışın, %7, %8 oranında sanayiden kaynaklanmasından olmakta, geri kalan kısmı da refah düzeyinin artmasından ve işte, buna paralel bazı girdilerin artmasından kaynaklanmakta, %8'Iik, %10'Iuk a rtışlara göre Türkiye'de, bugün 21.164 MW-1996 sonu itibariyle söylüyorum-olan kurulu gücümüzün, planlamalara göre, MfHME • 2000 yılında 30 bin MW, 201 O yılında ise yaklaşık olarak 60 bin MW u laşması gerekiyor. Tabii, bu hesaplar yapılı rken yine de Avrupa'daki kişi başına tüketim seviyesine ulaşılamadığını da belirtmek istiyorum. 2020 yılında ise bu miktar, yaklaşık olarak bugünün Avrupa seviyelerine gelmekte ve 108 bin MW'a ulaşılması gerekmektedir. Yabancı Sermayenin Türkiye'ye Gelmesi Gerekiyor. Bu kısaca şunu ifade ediyor. Bizim kurulu gücümüze yı lda 2.500 ile 3 bin MW civarında bir ilaveyi yapmamız gerekiyor. Böyle bir ihtiyacı olan ülkenin bunu nasıl realize edeceği üzerinde biraz durmak istiyorum. Hırkiye'de bu gerçekleri ortaya_ koyduğunuz zaman, yakl aşık olarak bu işin yatırım bedeli olarak genel olarak söyleyeceği m , ister'hidrolik kaynaklardan, kömür kaynaklarından, doğal gaz kaynaklarından, yakıt olarak fuel oil, ne kullan ırsanız kullanın-ortalama 2 milyar dolara sadece ve sadece üretim ·için ihtiyaç var. Hırkiye'nin bunu lokal kaynaklardan, yerli kaynaklardan, kendi imka nl a rıyl a finanse etmesi bence mümkün deği l. Bugünkü zaten bütçe görüşmelerinde de görüyorsunuz, hepiniz televizyonlardan da izliyorsunuz, bunun mümkün olmadığını hem siyasi otorite, hem de bürokrasi net olarak kabul etmekte. O zaman, bazı yöntemleri geliştirmek mecburiyetindesiniz. Bu yöntemlerden bir tanesinden de kısaca burada bahsedeceğim. Özel sektörün veya buna Do· ol Goz Dergisi 198 Article paralel olarak da yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesi gerekiyor. Eğer bunu realize edemezseniz, Türkiye, enerji darboğazıyla zaman zaman olduğu gibi gene kalacaktır. Belki kısa dönemlerde aşarsınız; ama, yine tekrar kalaca ktır. Türkiye'nin, hem siyasi hem ekonomik politikasında istikrarı sağlarsak, belki o zaman, bu problemleri minimum seviyeye indirme şansını yakalayabiliriz diye düşünüyorum. Yap-İşlet-Devret' Türkiye'nin Seçeneklerinden Bir Tanesi. Biraz önce de söylediğim gibi, Hırkiye' n i n 2.500, 3 bin MW'a ihtiyacı var. Burada dediğim gibi, bunun, sadece devlet kaynaklarıyla mümkün olmadığın ı söyledim ve onun için de biraz sonra bahsedeceğim, bazı kanunlar Türkiye'de yapılmaya çalışılmış ve bu kanunlar ile realize edilebilmeye çalışılan bazı yatırı mlar söz konusu oldu. Bunlardan bir tanesi, 1984 yılında çıkarılmış olan 3096 Sayıl ı Kanun ve 3096 Sayıl ı Kanun'a paralel olarak yap ıl mış olan ve bugün kamuoyunda net olarak bilinen yap-işlet-devret dediğimiz bir olay. Burada yap-işlet-devret'i savunuruz, savunm ay ız, o ayrı bir konu; ancak, Türkiye'nin seçeneklerinden bir tanesi. Bunun dı şında da 1996 yıl ında bir Bakanlar Kurulu kararıyla yap-işleti Kasım-Arolık'97 Sayı 53

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=