Makale olması bakımından bu seçeneğin gerçekleşebilmesi için uzun zaman gerekmektedir. Ancak hiçbir zaman unutulmaması gereken nokta, Hazar gazı için tercih edilen yol büyük ölçüde petrol için çizilen yolu da belirleyecektir. Aynı şekilde petrol için çizilen yol, gaz için tercih edilecek yolu belirleyecektir. Dar Boğaz Geçidi Türkiye Boğazlarından tanker taşımacılığının sorunları, uluslararası arenada geniş ölçüde tartışılmaktadır. Dolayısıyla bu yazının amacı bu konuya değinmek değil, konu ile ilgili yeni gelişmeler ve ilgili tarafların niyetleri konusunda bilgi vermektir. 1 938'de 23 ülkeye ait gemiler toplam 1 0,762,266 ton hacim ile Boğazlardan 5601 geçiş gerçekleştirmiştir. Bunlardan 3177'si uluslararası geçişti. 55 yıl sonra 1993'te 99 ülkeye ait yabancı gemiler, toplam 1 1 7,626,723 ton hacim ile 23,414 geçiş gerçekleştirmiştir. Bunlardan 16,356'sı uluslararası geçişti. Başka bir deyişle bu süre içinde toplam geçişler 4 kat toplam uluslararası geçişler 5 katve taşınanların hacmi toplam 1 1 kat artmıştır. Ayrıca Boğazlardaki ekosistem olumsuz yönele etkilenmektedir. Balık türlerinin yumurtaları, su altı hayvanları, su yosunları, yunuslar gibi deniz memelileri; bu geçişlerden etkilenmekte ve zarar görmektedir. Ayrıca aıtan tanker kazaları İstanbul'cla yaşayan 1 2 milyon insanın hayatını ela tehdit etmektedir. Petrol endüstrisinin gittikçe artan önemi çevre ile ilgili konuları ikinci plana atmaktadır. Anlaşılan yukarıda özetlenen hayati konulara, rakiplere karşı mali çıkarların artırılması isteğiyle pek ele önem verilmemektedir. Hazar Denizi'nde yatırım yapan uluslararası petrol şirketlerinin hemen hemen hepsi, petrol tankeri trafiğinin İstanbul Boğazı'nda yarattığı tehlikenin farkında olduklarını açıklamaktadır. Buna ek olarak bu şirketler, üst düzey yöneticilerini Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve Bakanlarıyla görüşmelere gönderip, onları Bakü-Ceyhan'ı desteklediklerine ve Boğaz'clan petrol taşımacılığının ulaştığı düzeyin tehlikeli bir boyut aldığı görüşüne katıldıklarına inandırmaya çalışmaktadırlar. Ama aynı zamanda etkili merkezlerde lobi faaliyetlerini sürdürüp, bu merkezlerin Türkleri Boğaz'dan 1 kat daha fazla petrol taşınması için sıkıştırmaları konusunda ikna etmeye çalışmaktadırlar. Bugün Boğazlardaki petrol tankeri trafiği, 40 mta civarındadır. Bazı uluslararası petrol şirketi yöneticileri 1 60 mta taşıma için lobi faaliyetlerini sürdürmektedirler. Görüşlerini desteklemek içinde bütün sorunun, İstanbul Boğazı'nclaki gemi yönlendirme sisteminin eksikliğinden kaynaklandığını ileri sürmektedirler. Ancak böyle bir iddiayı artık kullanmaları mümkün değildir, çünkü Türkiye böyle bir sistemi satın almaktadır. Ancak bütün ilgili tarafların açıkça anlaması gereken nokta, İstanbul Boğazı'nın hiçbir yüksek teknolojili sistemle değiştirilemeyecek bazı kendine has fiziksel özellikleri vardır. İşte bu fiziksel özellikler nedeniyle Boğazdan tanker taşımacılığı tehlikelidir. Doğal Gaz Dergisi 70 Gemi yönlendirme sistemi sadece bu tankerlere yol gösterecek; ancak ne bunların boyutlarını küçültebilecek, ne ele Boğaz'daki dönemeçleri, ya da ters akıntıyı değiştirebilecektir. Petrol tanker trafiğindeki artış aynı zamanda boğazlardaki petrol dışı taşımacılığı da tehdit etmektedir. Sonuç olarak Türk boğazları, Hazar Denizi petrollerini Batıya taşıyan bir boru hattı gibi kullanılamaz. Yan Geçit Senaryoları Bazıları Azerbeycan Petrol Konsorsiyumu'nun ela gündeminde olan, çok çeşitli yan geçit senaryoları vardır. Ancak bütün bu yolların Novorossisk'teki kötü hava şartlarına bağlı yükleme sorunları, ekstra liman ücretleri, çok çeşitli yükleme-boşaltma yapılması nedeniyle zaman kayıpları, Karacleniz'cle küçük tanker kullanımından dolayı artan tanker taşıma ücretleri gibi ortak sorunları vardır. Burgaz-Büyükada yolunun bunlara ek olarak Ege adalarında çevreye vereceği zarar da söz konusudur. Dolayısıyla bu yan geçit senaryoları ela gerçekçilikten uzak olup; İstanbul Boğazı'na, ya da düşük ihracat bedelli Bakü-Ceyhan hattına karşı bir müzakere konusu olarak öne sürülemez. SONUÇ Hazar Denizi petrolünün kaderi güvenli ve ekonomik bir ihracat yolunun oluşturulmasına bağlıdır. Değişik güzergahların kullanılması bunun için en iyi çözümdür. Tek bir seçeneğe öncelik verilmesi, örneğin sadece güney yolunun tercih edilip bir sorun çıkması halinde başka bir yola yönelinmesi, ihracatın başarısız olmasıyla sonuçlanacaktır. Bu durum daha önce yaşanmış, Rusya tarafı; Azerilere verdiği sözleri yerine getirmemiş, hükümetlerarası ve diğer anlaşmalara rağmen Azeri petrolünün kuzey yolundan taşınmasına karşı çıkmıştır. Dolayısıya ihracat yollarının çeşitliliği ve aynı anda biraracla kullanımı, Hazar Denizi petrolü ihracat sorunununun çözülebilmesi için çok önemlidir. Bir başka önemli konu ise, ihracat sorununun politik boyutudur. Bugün Hazar Denizi Petrol Konsorsiyumu, petrolü işleyecek gibi görünen tek oluşumdur. Bu çözüm kuşkusuz boğazları tehdit edecektir. Bunun ela ötesinde, bu çözüm Kazakistan petrolünün denetimini Rusya'ya bırakmaktadır. Eğer Hazar Denizi'ne kıyısı olan ülkeler boru hattı güzergahı konusuna sahip çıkmazlarsa, bu ülkelerin yakın gelecekteki bağımsızlıkları konusunda büyük bir hayal kırıklığına tanık olmak, Batı dünyası için hiç elesürpriz birsonuçolmayacaktır. TMMOB Makina Mühendis/eri Odası Ankara Şubesi'nin 5-7 Haziran 199 7 Tarihinde D0zenlediği "Çevre ve Enerji Kongresi"nde Sunulmuştur. Temmuz-Ağustos'97 Sayı 51
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=