Teoman ALPTÜRK (TMMOB Başkanı): MMO Başkan Vekili, Sayın Cengiz GÖLTAŞ şu ana kadar dinlediklerimizle enerji sektöründe dar boğaz yaşanacak gibi görünüyor, ama bir taraftan da tartışmalar sürüyor. Yeni kaynak olarak sadece nükleer santraller mi gündeme gelmeli, yoksa daha başka yeni kaynaklar da söz konusu olabilir mi? Ayrıca enerjide tasarrufa bir kaynak gözüyle bakabilir miyiz? Cengiz GÖLTAŞ (MMO Başkan Vekili): 1983 yılında, Türkiye'nin belli bir süre karşı karşıya kaldığı elektrik kesin tilerinin yaşamımızı nasıl etkilediğini hepimiz bilmekteyiz. Enerji yatırımlarınagereken önemin verilmemesi sonucu sana yideki sıkıntılar gerçekleşmiştir. Bugün için yakın gelecekte aynı sıkıntılarla karşılaşmak istemiyoruz. Dünyada ve Türkiye'de Enerji Politikaları; Çevreyi Gözeterek, İnsanların Refahı İçin Oluşturulmalıdır. Türkiye'nin en önemli konularından, yaşamımızın vazgeçilmez parçası enerjiye gereken önemi vermek; kaynakları ayırmak zorundayız. Bugüne kadar birincil enerji kaynaklarının tüke timinin artması ile birlikte, ikincil enerji kaynağı olan elektrik enerjisine olan talep de artmaktadır. Dünyada ve Türkiye'de enerji politikaları çevreyi gözeterek, insanların refahı için oluşDoğal Gaz Dergisi 199 Agenda turulmalıdır. Türkiye'de enerji tüketimi, nüfus artış hızından büyük bir hızla artmaktadır. Enerji miktarındaki artış ise çevre sorunlarının artmasına neden olmaktadır. Ekolojik dengenin bozulması insan sağlığını tehdit etmekte ve uzun vadede sorunlar yaşanmasına neden olmaktadır. Çevre kirliliği yaratıyor diye enerji tüketiminden vazgeçilemez. Önemli olan, kaynakların birbirine göre artı ve eksilerinin gözönüne alınarak, optimal bir çözüm bulunmasıdır. Bunun için araştırma-geliştirme çalışmalarında, teknolojinin seçiminde ve yönlenclirilmesincle, enerji planlamasının yapılmasında, çevre özelliklerinin gözönüne alınarak, doğru planlama yapılması gerekmektedir. Ulusal çıkarların gözetildiği ulusal enerji politikaları da oluşturulmalı ve mevcut kaynaklar gerçekçi bir biçimde değerlendirilmelidir. Yoksa gelecek kuşaklar, ekonomik, çevresel ve sosyal yönelen çok olumsuz etkilenir. Bugün ülkemizde enerji sektöründe toplu bir yapı vardır. TEAŞ, TEDAŞ, Çukurova Elektrik, Aktaş Elektrik, EİEİ, DSİ vb. olarak devam edebilir. 1 970 yılında, elektrik üretiminin tek elde toplanması ve dağıtımın devlet tekelinde ol ması esas alın mıştır. TEK'in kuruluşunda d ağıtı m kuruluşlarının birleştirilmesini isteyenler, bugün tersini yaparak TEK'i dağıtmakta tereddüt etmemektedirler. Bugün TEAŞ ve Çukurova Elektrik, elektrik üretiminden, TEDAŞ, AKTAŞ ve Kayseri Elektrik ise dağıtımdan sorumludur. Bir kısmı özelleştirilmiş olan bu şirketlerin tamamı, işletmeci olarak birbirine bağlı ve birbirlerine karşı sorumludur. Birinde yaşanan sorun, diğerini etkilemektedir. Bu hizmetlerin özel kuruluşlara devredilmesi sakıncalıdır. Elektrik hizmetleri ve üretimi özelleştirilmemelidir. Türkiye'de Kişi Başına Elektrik Tüketimi, Gelişmiş Ülkelerle Kıyaslandığında Çok Düşüktür. Ülkemizde kişi başına yıllık enerji tüketimi 1 500 kWh civa rında ve şebeke kayıpları da bu değerin içindedir. Neredeyse %25'Iere varan bir şebeke kaybı vardır ve bu kaybın minimuma indirilmesi için gerekenler yapılmalıdır. Şebeke kayıpları gözönüne alındığında 1 996 yılında kişi başına tüketim 1 000-1 350 kWh arasında değişmektedir. Kişi başına tüketim gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında çok düşüktür. Enerji kaynakları içinde fosil olmayan en büyük kaynak, hidrolik potansiyeldir. Ülkemiz hemen hemen tüm değerli enerji kaynaklarına sahip bulunmaktadır. Ancak bu kaynaklar Dünya ile karşılaştı rıldığında, kal ite ve miktar olarak yetersiz kalmaktadır. Buna karşın fosil olmayan, yenilenebilir kaynaklar arasında yer alan hidrolik, jeotermal ve güneş enerjisi potansiyeli açısından ülkemiz son derece zengindir. 1963 yılından beri, elektrik enerjisi ile ilgili ana politikalar beş yıllık periyotlarla saptanmıştır. Birinci ve İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı çerçevesinde enerji talebinin karşılanması için, enerji kaynaklarının en uygun biçimde kullanılarak, maliyetlerinin en aza indirilmesi ilkesinden hareketle, özellikle yerli kaynakların değerlendirilmesi öngörülmüş ve bu konuda önceliğin su kaynaklarına verileceği belirtilmiştir. Üçüncü, Temmuz-Ağustos'97 Sayı 51
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=