Doğalgaz Dergisi 48. Sayı (Ocak-Şubat 1997)

Enerji sektörünün yapılanma ve organizasyonunda sorunları var mı? 1963 senesinden bugüne dek bugünlerde Türkiye'nin üçüncü enerji darboğazına girdiğini görmekteyiz. Bunlardan bir tanesi Keban devreye girmeden olmuştur, bir tanesi üçdört sene süren meşhur enerji darboğazıdır. Bir tanesi de bu sene veya gelecek sene oluşacak olan darboğazdır. Biz bunların eksik planlama sonucu oluştuğu görüşündeydik. Ama gördük ki asıl neden, benim görev yaptığım 32 yılda Enerji Bakanlığı'na 30'u aşkın Bakan ve aynı sürede yüzden fazla müsteşar ve müsteşar yardımcısı gelmiş. Bu uzun çalışmaları her sene değişen bir ekiple yapmanız mümkün değil. Esas mesele buradadır. Enerji politikasını yürütmek için üç ana nokta vardır: Bir tanesi planlama yapılmasıdır, bir tanesi organizasyondur, bir tanesi de personeldir. 20 küsür sene Enerji Bakanlığı'nın bir Teçhizat Kanunu olmamıştır. Bugüne dek 20-30 tane Yap-İşlet-Devret törenine gittim ama bir tanesi bile ortada yok. Eğer teşkilatınızı iyi kurmaz, organizasyonunuzu iyi yapmazsanız uzun vadeli bir enerji politikasını yürütmeniz mümkün değildir. Teoman ALPTÜRK TMMOB Eski Bşk. Bizim sektörümüzde siyasi müdahale var. Biz Türkiye'de bilgiye önem vermiyoruz. Bir işletmede ellerindeki sistemin değerini bilenler bu işi yürütebilir. Ama yazık ki 1983 darboğazını aşıp Türkiye'yi elektrik enerjisi bakımından rahat bir konuma getirenler daha sonrakilere bıraktıklarının nasıl yok olduğunu gözlemlediler. Sadece İstanbul'daki kayıbın % 24 olduğunu söylemek işlerin nasıl gittiğini gösterir mi? Koruyucu ve periyodik bakımların yapılmadığını söylemek yeter mi? Arkadaşlarla "Elektrik Dağıtım Şebekelerinde Çekilen Reaktif Enerjinin Bir Bütün İçinde Sınırlandırılması ve Konut Abonelerinde Talep Yönetimine Gidilmesinin Sağlayacağı Kazançlar" diye bir bildiri hazırlamıştık. Ve bir yılda getireceği kazanç 1996 rakamları ile 29 trilyon idi. Bir ülkede tecrübeli insanlar bir kenara itiliyorsa, biz bu sistemde daha % 24'lü kayıpları, gerilim düşümlerini çok konuşuruz. Do·aı Gaz Dergisi 82 Elektrik enerjisi üretiminde doğal gazın yeri nedir? Metin AKGÜN BOTAŞ Gen. Md. Yrd. Bugüne kadar enerji konuşulurken bu enerjiyi sağlayan kaynaklardan çok az bahsedildi. Enerjiyi üretmek santralları hızla bitirmek özellikle BO modellerini harekete geçirmek çok önemli. Türkiye'de ne yapıp yapıp enerjiyi üretmek zorundayız. Mutlaka bir orta yol bulunup nükleer santral hızlandırılmalı ama bütün bunlar biraz uzun vadeli. Kısa vadede enerji darboğazını aşmak için, BOTAŞ da doğal gazı güvenli şekilde Türkiye'ye getirmeli. İşte bu noktada birtakım çalışmalarla birlikte sıkıntılar da yaşanıyor. Doğal gazın elektrik enerjisindeki payı her geçen gün büyük ölçüde artıyor. İlk defa l 987'de Türkiye'ye doğal gaz gelmiş, 500 milyon m3. Gelen doğal gazın % 77'si enerjide kullanılmış. 1988 yılında bu l milyara çıkmış. Elektrik tüketiminde kullanılan doğal gaz l 989'dan itibaren 2,7 ile 2,5 milyar m3 arasında seyretmiş ve bu l 995'e kadar aynı şekilde devam etmiş. 1995 yılında 2,7'den 4 milyara çıkmış. l 996'da gene 4.2'de kalmış ama çarpıcı rakamlar 1997 ve l 998'den itibaren gündeme gelmeye başlamış. l 997'de 5,5 milyar m3'e yakın doğal gazı elektrik sektörüne arz etmek durumundayız. l 998'de 6,5 milyar m3, 2000 yılında 1 4 milyar m3, 2001 yılında 21 milyar ın3, 2002 yılında 28 milyar m3 ve 20 l 0'da 34-35 milyar m3 doğal gaz Türkiye'ye güvenli şekilde getirilmeli ve elektrik üretimine arz edilmeli. Bu noktada gerek Enerji Bakanlığı ve gerekse BOTAŞ, hatta tüm kurumlar BOTAŞ'a destek vermeli ve el birliğiyle bu gazı Türkiye'ye güvenilir şekilde getirmeliyiz. Yatırımları zamanında bitirmeliyiz. İşte bu noktada tüm kesimlere sorumluluk düşüyor. Kısa vadede enerji clorboğarnıt aşmak için, BOTAŞ da doğal gazı güven!i şekilde Türkiye'ye geiirnıe!i. İşle bu noktada biriakırn çalışrnalar!a birlild"e sıkırıiılor da yaşanıyor. Doğal gazın elektrik enerjisindeki payı her geçen gün büyük ölçüde artıyor. Ocak ubat'97 Sa , 48

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=