Anaycısa ıVıcıhkernesi özelleştirmenin Anayasal çerçeve içinde rnürnkün olduğunu, yapılabileceğini kabul ediyor. Bu çok önemli bir noktadır. Ne düzeyde bir özelleşiirme yapa bi I i rsek Anayasaya ters d üşmüş olmayız? Bunun üzerinde dikka1ie durmalıyız. toplumu ağır bir biçimde zedeleyecekse siz yasal düzenlemelerle bu bir kamu hizmeti değildir deseniz dahi Anayasa Mahkemesi'ne göre bir kamu hizmetidir. Bu kamu hizmetinin mutlaka devlet eliyle görülmüş olması şart değildir. Özellikle anayasamız, devletleştirme alanında özel kişiler tarafından görülen bir kamu hizmetinin devletleştirilmesinde toplum yararına olduğu hallerde devletleştirmeye gidilir diyor. O halde bir kamu hizmetinin de fertler eliyle görülebilmesi mümkündür, ancak bir kamu hizmetinin özel kişiler eliyle görülmesinin yöntemleri gene Anayasa tarafından belirlenmiştir. Demek ki özelleştirme mümkündür. Demek ki bir sermaye şirketinin hisse senetlerinin halka satılması suretiyle de bir özelleştirme yapılabilmesi mümkündür ancak böyle bir özelleştirmenin yapılabilmesi halinde, örneğin TEDAŞ'ın özelleştirilmesi halinde mutlaka 4046 sayılı ÖzelleştirmeYasası'nda öngörüldüğü gibi bir altın hissenin çıkartılması ve bunun kamunun mülkiyetinde bırakılması gerekmektedir. Yahut telefonda olduğu gibi % 51 hissenin kamunun elinde tutulması gerekmektedir. Aksi takdirde Anayasa Mahkemesi'ne göre burada ülkenin bağımsızlığına ilişkin ciddi bir sorunla karşı karşıya kalmak mümkündür. Kamu varlıklarının elden çıkarılmasına yol açacak şekilde mesela işletme haklarının devri yoluyla bir özelleştirilmeye gidilmesi halinde bunun mutlaka kesin olarak bir süreyle sınırlandırılması gerekir. Yoksa sınırsız bir üretim faaliyetine girilmesi mümkün değildir.Ne yapmamız gerekir de, çıkarılan düzenlemeler yetkili yargı organları tarafından iptal edilmez. Anayasa Mahkemesi'ni suçlamak doğru değil. Çünkü özellikle bakın, Anayasa Mahkemesi özelleştirmenin Anayasal çerçeve içinde mümkün olduğunu, yapılabileceğini kabul ediyor. Bu çok önemli bir noktadır. Ne düzeyde bir özelleştirme yapabilirsek Anayasaya ters düşmüş olmayız? Bunun üzerinde dikkatle durmalıyız. Özelleştirmenin gerçekleştirilmesi toplumun özelleştirme konusunda bir ortak bilince erişmesi ile mümkündür. Özelleştirme dediğimiz zaman, özelleştireceğimiz hizmetlere ilişkin yetkilerimizi en alt düzeye indirmeyi, o hizmetle ilişkili özel sektörün serbest bir toplum içinde faaliyette Do·ol Gaz Dergısi 81 bulunmasını kabul etmemiz gerekir. Şayet yapacağımız düzenlemelerde idareyi üstün yetkilerle donatıp ben bunu özelleştirdim derseniz tabiatıyla yetkili organlar da derler ki, üstün yetkileri aldığınız yerlerde bu bir özelleştirme değildir, bu olsa olsa yıllardan beri bildiğimiz pratik bir imtiyaz sözleşmesi niteliğindedir. Belli aralıklarla ortaya çıkan elektrik enerjisi darboğazlarının ileri yıllarda da ortaya çıkmaması için neler yapılmalı? Tuğrul ERKİN ETKB Eski Müsteşar Yardımcısı Deniyor ki, 15 yıl içinde 21.000 MW kurulu gucumuze 38.000 MW ilave edeceğiz. Şimdi bunu duyduğumuz zaman sevindik. Şu üç soruyu düşünmemiz lazım. Bir kere bu hedefleri teknik olarak yapabilir miyiz? Çünkü l 970'den beri yaptığımız çabaları biliyoruz. İkincisi bürokrasimiz bugünki düzenleme içinde bunu yürütebilir mi? Üçüncüsü de buna finans bulabilir miyiz? Geçen yıllar hepimize büyük projelerin Türkiye'de 20-30 yıldan önce gerçekleşmediğini gösterdi. BOT modelini oturtamadık. Şu anda BOT'lerle ilgili büt'ün tamamlanma aşaması 8 ayda bitiyor. Muhakkak bunun için yeni bir bürokratik yapı kurmamız lazım. Finansman meselesine gelince 40-50 milyar $'Iık yatırımı gerçekçi görmüyorum. Yabancı sermaye olarak da gerçekçi görmüyorum. Bugüne kadar Türkiye'ye gelen yabancı sermayenin, toplam rakamların sadece % 20-25'i olduğunu düşünürsek, bunu gerçekçi görmüyorum. Muhakkak daha başka kaynaklar bulmamız lazım. Enerjide % 60 oranında dışa bağımlıyız. Enerjinin milli olması sözkonusu değil. Elektriği niçin dışarıda geliştirmiyoruz? Elektrik santrallarının niye Türkiye'de olmasını arzu ediyoruz?Şu anda Ukrayna'nın 60.000 MW kurulu gücü var. Ukrayna güçlü zamanında enerjisinin % l 2.5'unu Macaristan'a satıyordu. Rusya'da 220.000 MW kurulu güç var. Gürcistan'da 1000 MW'lık bir santral boş duruyor yakıtsızlıktan. Bunları orada işleterek bu enerjiyi ülkemize alamaz mıyız? Bu hususların gündeme gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Ocak ubat'97 Sa ı 48
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=