Güncel sağlıklı bir özelleştirme mevcut Yasal çerçevede mümkün görülmemektedir. - Sektörün özel durumunu da dikkate alan yeni bir yasal düzenleme, mevcut sorunların aşılmasını sağlamanın yanısıra, ileride Anayasa'ya aykırılık gerekçeleri ile özelleştirme uygulamalarının durdurulması olasılığını da ortadan kaldırabilecektir. - Kabaca yapılan hesaplara göre, ülkemizde kamu sektörüne ait enerji tesislerin sabit kıymetlerinin değeri yaklaşık 30-40 milyar $ seviyesindedir. Bu nedenle, özelleştirme öncesi elektrik enerjisi üretim ve dağıtım birimlerinin, uzun dönem maliyet analizleri ve muhasebeleri ile karlılık durumlarının ciddi düzeyde yapılacak çalışmalarla ortaya konulması, uygulamanın devamı ve başarısı açısından gerekli görülmektedir. - Bugün özelleştirme programına ve kapsamına alınan 4 adet elektrik santralinin, satış• veya devir bedellerini optimize edecek ve kamuya olan yüklerini azaltacak şekilde iş planlarının hazırlanması, ileriye dönük finansman ihtiyaçlarının belirlenmesi ve bu şirketlerin borçlanma gereği ve maliyetlerinin düşürülmesini sağlayarak özelleştirmeye gerçek anlamda uygun hale getirilmeleri amacıyla özelleştirme öncesi yeniden yapılandırmaya tabii tutulmaları zorunlu görülmektedir. Bununla birlikte bu tür çalışmaların özelleştirmeyi geciktirici uygulamalar olarak görülmesi son derece yanlış olup, tam tersine sistemin başlangıçta sağlam temeller üzerine kurulmasının temini açısından gereklidir. - Elektrik enerji sektöründe özelleştirme öncesinde bir "düzenleyici kurulun" oluşturulması, özelleştirme girişimlerini olumlu yönde etkileyeceği gibi, sektörde özelleştirme sonrası ortaya çıkacak belirsizliklerin giderilmesini de sağlayabilecektir. - Bu amaçla oluşturulacak kurulun faaliyetlerini, özerk bir yapıda, tam bir şeffaflık içerisinde ve en uygun sistem arayışı içerisinde yürütmesi gerekmektedir. - Sektörde planlanan özelleştirme uygulamalarının başarısı için öncelikle, sektör gelirleri üzerinden, vergi geliri haricinde kamunun büyük ölçüde bütçe açıklarının finansmanı amacıyla tahsil ettiği yüksek oranlı tüm fon ve benzeri uygulamaların kaldırılması gerekmektedir. Bu durumda sektörün özelleştirme sonrasında kendi kendine finansman sağlayabilecek bir yapıya kavuşması mümkün olabilecektir. - Sektöre ilişkin özelleştirme uygulamalarında önceliklerin üretim, dağıtım ve iletim sistemi olarak sıralanması gerekmektedir. Önceki deneyimlerden de görüldüğü gibi, üretim sektöründe bir özelleştirme yapılmadan doğrudan dağıtımdan başlanılması, gerçek anlamda sürdürülebilir, ekonomik ve optimum bir uygulama olamayacaktır. - Elektrik enerjisi üretiminde yapılacak özelleştirmenin başarısı öncelikle, tesislerin satış yöntemleri, rekabetin sağlanması ve sektörde görev almak isteyen firmaların • seçimi kriterlerine bağlıdır. - Dağıtım sisteminde yapılacak özelleştirmede ; üretimde rekabetin sağlanması, bölgeye ve zamana göre değişen fiyat belirleme serbestisi, aynı bölgede birden fazla dağıtım şirketinin birlikte yer alması ve bunların iletim hatlarını kiralayabilme veya sahipliği gibi konularda yapılacak düzenlemeler sistemin başarısını belirleyecektir. Doğal Gez Dergisi 174 - İletim sisteminin özelleştirme sonrası bağımsız bir idarenin kontrolüne bırakılması başlangıçta gerekli görülmekle birlikte, dağıtımda yapılacak özelleştirme uygulamalarına paralel, sistemin bu şirketlerin kontrolüne bırakılması uygun bir seç_enek olarak görülme�tedir. - Yap-işlet-Devret Modeli (YID) uygulamaları, planlanan elektrik enerjisi yatırımlarının gerçekleştirilmesinde yerli ve yabancı finansman kaynaklarını bu alana kanalize edebileceği görüşünden hareketle, uygun bir çözüm yolu olarak görülmektedir. Sonuç olarak. sektörde yukarıda değinilen hususlar göz önüne alınarak yapılacak bir özelleştirme ; amacına, ülkemiz koşullarına uygun ve sürdürülebilir olacaktır. Bu nedenle, zamanın da dikkate alınarak gerekli alt yapı çalışmalarına bir an önce başlanılmalıdır. VII . YAP-İŞLET-DEVRET (YİD) MODELİ Günümüzde gelişmekte olan ülkelerin altyapı projelerinin finansmanında, devlet bütçesindeki yetersiz kaynaklar ve yüksek borçlanma gibi nedenlerle özel sektörün ekonomik kalkınmaya olan katılımına <;:ırtan oranda ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda Yap-işlet-Devret Modeli (YID), alt yapı projelerinde uygun bir finansman yolu olarak kabul edilmektedir. Yap-İşlet-Devret modeli bir projenin gerçekleşmesi için, öz sermaye ve borç şeklinde yapılan yatırımın öngörülen zaman içinde amorti edilmesi ve beklenen karı sağlamasını müteakip proje sorumlusuna devredilmesidir. il. Dünya savaşını müteakip kalkınma sürecine .::;ıiren ülkelerdeki tüm altyapı projeleri devletin sorumluluğunda gerçekleştirilmiştir. Bu durum devletin büyümesi, diğer bir deyişle merkezi bütçelerin genişlemesi ve sonuçta da bütçe açıklarının artı,:ıası gibi sorunları beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda YID, kamu finansmanının yükünü hafifletmek için geliştirilmiş bir modeldir. Söz konusu model daha ziyade Filipinler, Pakistan, Malezya, Endonezya ve Tayland gibi gelişmekte olan ülkelerde uygulama alanı bulmakla birlikte, lngiltere, Avustralya gibi gelişmiş ülkelerde de bazı altyapı prjelerinde uygulanmıştır. Model i n sağladığı başlıca avantajlar şöyl e sıralanabilir : O Uygulama, bütçeye herhangi bir yük getirmeden özel sektörün imkanları ile gerçekleşir. O Devletin dış borçlarını artırmaz. O Yabancı sermayeyi teşvik edici özelliktedir. O En son ve ileri teknolojiyi beraberinde getirir. O İşletme sorumluluğunun JVC'ye ait olması nedeniyle, ma_l_zeme ve işçilikte kalite sağlar. . O Ozelleştirmeye öncülük eder, özel girişimciliği teşvik eder YI D Modeli, yukarıda sayılan avantajları nedeniyle, l 980'Ii yılların başından itibaren uluslararası iş çevrelerine yeni iş olanakları yaratmak, ayrıca sermaye birikimi kısıtlı olan ülkelerde belirli altyapı projelerini gerçekleştirmek amacıyla geliştirilmiştir. Bir YİD Projesi unsurları arasındaki ilişkiler, taraflar arasında düzenlenen anlaşmalar ile adeta bir hukuk ağı tesisiyle yasal bir yapıya oturtulmaktadır. Bu hukuk ağı içerisinde yer alan ve sayıları projenin mahiyetine göre 15-30 arasında değişen sözleşmelerin başlıcaları : JVC kuruluşu, Ocak ubat'97 Sa ı 48
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=