80'1i yıllar içindeki beş yıldızlı otel furyası etkili oldu. Çünkü burada, otelinizin beş yıldızlı olması için birtakım şartların yerine getirilmesi gerekiyordu. Bu otellerden bazılarının yabancı işletmecilerce işletilmesi söz konusuydu. Böyle olunca yabancı işletmeciler kendi şartnamelerini, kendi beklentilerini büyük ölçüde uygulayabiliyorlardı ve dışarıda mevcut işlettikleri otellerdeki teknolojiyi burada da talep ettiler. Neticede bu otel furyası ile birlikte sözetmiş olduğum otomasyon sistemlerinin kullanımı gündeme geldi. Daha sonra 85'ten itibaren Türk müteahhitleri şimdiki Bağımsız Devletler Topluluğu'nda ve büyük ölçüde Rusya ile iş yapmaya başladılar. Her ne kadar kendi teknolojileri, dünya teknolojilerinin gerisinde kalmışsa da teknolojiyi çok yakından takip edip dünyada neler olup bittiğini gözlemleyen Bağımsız Devletler Topluluğu'ndaki proje ofisleri ve son kullanıcılar. Türk müteahhitlerinden otomasyon sistemli binalar istediler. !sıtma, havalandırmayı otomatik kontrola bağlayacağız daha sonra diğer elektro mekanik sistemleri de aynı sisteme bağlayacağız şeklinde isteklerini dile getirdiler. Ve Türk müteahhitleri bunu karşılamak zorundaydı. Bu şekilde otel furyasının hemen akabinde belki de bir ölçüde paralel bir şekilde Rusya'daki projeler ile de otomasyon sistemleri gündeme geldi. Ve akabinde de Türkiye'de geniş ölçekte plazalar, alışveriş merkezleri vb.'nin yapımı başladı ve mal sahipleri yurtdışında proje safhasında aynı ölçekli bir binada neyi dikkate alıyorlar şeklinde bilgi alışverişinde ve incelemelerde bulunarak, edindikleri bilgileri kendi projelerine de uyarlamak için harekete geçtiler. Projeci arkadaşlar da projelerine otomasyon sistemlerini dahil ederek çalıştılar. Sonuç olarak 80'li yıllardan sonra oteller furyası, Rusya'ya açılma ve plazaların gündeme gelmesiyle otomasyon büyük ölçekli, ticari binalarda gerçekten önem kazandı ve uygulanmaya başlandı. Bu kullanım, giderek artan şekilde devam edecek. Çünkü günümüzde dünya artık çok küçüldü, gelişen iletişim ve ulaşım araçları sonucunda bugün, gerek iş adamlarımız, gerekse diğer insanlarımız önce TV ekranından dünyada neler olup bittiğini gözlemliyor, daha sonra yurtdışına gidip orada neler olup bittiğini görüyor. Ve aynı kaliteyi Türkiye'de görmek istiyor, haklı olarak talep ediyor. Zaten Türk müteahhitlik sektörü de dış pazarda rekabet edebilmek için kendi kalitesini büyük ölçüde arttırmak durumundadır. Dolayısıyla sonuç olarak, otomatik kontrol ve otomasyon sistemlerinin kullanımının giderek artacağını söyleyebiliriz. M. TEKMAN : Şu anda sektörde yaşanan sorunlar var mı? Sizce neler yapılması lazım? L. TEZCAN : Türk müteahhitlerinin iş yapma biçimlerinden kaynaklanan bir eksiklik hala gözlemleniyor. Bizim müteahhitlerimiz götürü usulde iş yapıyorlar. Müşteri isteyebileceğinin maksimumunu Türk müteahhitinden gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında yaptığı işlerde istiyor. Doğal Gez Dergisi 139 Buna karşılık sana verecegım fiyat belli bir miktarın üzerinde olmayacaktır diyor. Hatta ihaleler sözkonusu. Bu ihaleler sonucunda, beklentilerini en kaliteli en iyi şekilde karşılayan, ama en ucuz teklifi veren firmayı seçme yoluna gidiyor. Öyle olunca müteahhitler de, son zamanlardaki durgun ekonomik durumu da dikkate alırsak, götürü usulde aldıkları projelerde karlarını maksimum ölçüde arttırmaya çalışıyorlar. Çünkü karları gerçekten minimum ölçeklere çekilmiş vaziyette. Onlar da karlarını arttırabilmek için doğal olarak, çok iyi düzenlenmiş bir şartname yoksa bu teknolojileri müşteriye kabul ettirebileceklerinin minimumu ölçüsünde kullanmaya çalışıyorlar. Şu anda bir eksiklik bu. Tabii burada karşı tarafın yeteri derecede bilinçlenmemiş olması da önemli rol oynuyor. Ne istediğini bilmiyor, ne istediğini tarif edemiyor. Bir başka örnek vermek gerekirse, dış pazarlara açılmak suretiyle bugün yurtdışına malzeme satabilmek için gerçekten kalitenizin onlarla rekabet edebilecek ölçekte olması lazım. Endüstriyel sektör, bunun daha çok farkında ve onlar bu konuda daha bilinçli. Fabrikada, üretimde kalitenin artması. yönünde otomasyonu kullanma konusunda çok daha• ısrarlılar ve kullanıyorlar da. Bu şekilde dış pazarlarda rekabet güçlerini arttırıyorlar. Ama henüz inşaat sektöründe ticari binalarla ilgili uygulamalarda endüstriyel sektördeki bilinç düzeyinde bir bilincin yaratılmış olduğunu söyleyemiyorum. M. TEKMAN : Neden? Biraz daha yüksek karlar elde etmek için bilinçli olarak mı fedakarlık yapıyorlar, yoksa bu konuları tam bilemedikleri için mi? L. TEZCAN : Türk müteahhitlik sektörü çok geniş bir sektör. Öyle müteahhitlerimiz var ki bugün ENKA, GAMA, TEKFEN gibi hepsinin adını .burada sıralayamayacağım. Bunlar gerçekten bu tür teknolojileri artık çok iyi bir şekilde biliyorlar. Bilinçliler bu konuda. M. TEKMAN : Peki uygularken hangi noktadan fedakarlık ediyorlar? L. TEZCAN : Çok basit bir örnek vereyim. Bir apartman dairesine, kazan dairesinde bir otomatik kontrol düzeni yapmak suretiyle beklediğiniz konfor şartlarını tesis edeceğiz diyorlar. Ama termostatik radyatör vanası kullanıldığı takdirde Kuzey-Güney problemi ortadan kalkacak, beklentiniz % l 00 karşılanacaktır denmiyor. Çünkü termostatik radyatör vanasının gerçekten müteahhite maliyeti yüksek. Ama kullanıcı bilinçli olarak daha işin başında ben termostatik radyatör vanası dahil bir tesisat istiyorum dese ve ihale o şekilde yapılsa ihaleye katılan müteahhitlerin hepsi termostatik radyatör vanalarını dahil ederek tekliflerini hazırlasalar ve o şekilde bir seçim yapılsa sorun ortaya çıkmayacak. M. TEKMAN : Otomatik kontrol sistemi kurarken Ocak ubat'97 Sa , 48
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=