Bu süre içerisinde ETKBye santral kurmak için müracaat eden firmaların teklif ettikleri kapasite toplamı 20.000 mw civarındadır. 20.000 mw,e karşı sadece 34 mw hayata geçirilebilmiştir. planda tutulsaydı bugüne kadar en azından 3 santral işletmeye geçerdi ve bugünkü krizi yaşamazdık. Çünkü bir elektrik santralının işletmeye geçmesi için 3-4 yıl lazım.1996 yılında 1.5 milyar kw/saat'lik bir elektrik enerjisi açığı olacağını rahmin ediyorum. 1997'de TEAŞ'ın APK dairesinde yapmış olduğu değerlendirmelere göre yaklaşık 6.5 milyar kw/saat'lik bir elektrik açığı görünüyor. 1998 yılında bu açığın maalesef 1 2 milyar kw/saat gibi çok büyük rakamlara ulaşması bekleniyor. Enerji sıkıntısını doğuran başka bir nedene değinmek istiyorum. Bunun sadece " Bu kapasite bize yeter" düşüncesinden kaynaklandığını söylemek konunun sadece bir yüzünü görmek olur. Devletin yetkili organları başta ETKB olmak üzere 1984'te çıkarılmış olan yap-işlet-devret modeli diye tanımlanan 3096 sayılı kanuna çok fazla güvendiler. Bu kanun Türkiye'de ilk defa elektrik üretim, iletim ve dağıtım sistemlerinin özel sektör tarafından da yapılabileceğini, hatta özel sektörle devlet sektörünü yarıştırarak üretim kalitesini ve maliyetini düşürmeyi öngörmekteydi. Türkiye'de elektrik enerjisi tüketimi ortalama % 8.5 olduğu ve bu son 15 yıl içinde kanıtlandığı için tüketimin ileride çok büyük bir talep doğuracağını düşünen yerli ve yabancı yatırımcıların bu sahaya yerleşip yatırımlar yapabileceğinin düşünülmesi sonucu 3096 sayı lı yasa çıkarılmıştır. Ancak yasa çıkarılırken gerekli altyapının iyi oluşturulmadığı, yasanın uygulamasıyla ilgili detayların ilk planda ele alınmadığı ve yasanın içerisinde bir takım boşlukların olduğu daha sonraki yıllarda G DOĞAL GAZ DERGİSİ SAYI 44 açıkça görüldü. Özelleştirme yasasından yararlanmak üzere yerli ve yabancı yatırımcılar projelerini ve fizibilite raporlarını ramamladıkran sonra, ETKB'ye partiler halinde müracat ettiler. Bu suretleETKB ile bir santral yapım anlaşması imzaladılar. Ancak kanun o kadar büyük bürokratik engeller getirmiştir ki, yatırımcılar, ETKB ile sanemi yapım anlaşması yapmakla meselenin bitmediğini, TEAŞ ile enerji satış anlaşması, enerji satışından elde edilen paranın kredilerin geri ödemesinde kullanılmak üzere bir mutemet anlaşması ve inşaat anlaşması gibi bir seri bürokratik anlaşmaları yapmak durumunda kaldığı için aradan uzun yıllar geçmesine rağmen bu anlaşmaların üimünün tamamlanıp projenin zamanında bitirilmesi son derece zor olmuştur. Geriye baktığımız zaman l984'ten 1996 yılına kadargeçen süre içerisinde tüm yatırımcıların ve ETKB'nin bel bağladığı bu yasa sadece 34 mw'lık toplam gücü olan 3 adet hidrolik santralın işletmeye alınmasını sağlamış. Bu süre içerisinde ETKB'ye santral kurmak için müracaat eden firmaların teklif ettikleri kapasite toplamı 20.000 mw civarındadır. 20.000 mw'e karşı ��Jece 34 mw hayaca geçirilebilmiştir. 1994'te çıkarılan 3996 sayılı yasa ile birtakım iyileştirici hükümler getirilmişse de yasanın 5. ve 14. maddeleri, Anayasa Mahkemesi tarafından 95 yılı içinde iptal edildiği için, yasa bakanlıkça yeniden ele alınmış ve yapişlet-devret modelinin çalışmaması nedeniyle revize edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Yani 3096 sayılı yap-işlet-devret yasasının getireceği beklentiler çok büyük bir serbesti doğurduğu, kanunun çalışmaması durumunda gereken önlemin zamanında alınmadığı veya çalışmaması ihtimali hiç dikkate alınmadığı için bugün enerji krizi ile karşı karşıyayız. Doğal Gaz Dergisi: Elektrik enerjisiııde yaşarıaıı sıkmtılarm saııayimize ve Tiirk ekoııomisiııe etkilerirıdeıı sôz edermisirıiz ? Özkan AĞIŞ : Elektrik enerjisinde yaşanacak sıkıntıların ileride ti.irk ekonomisine çok büyük etkileri olacaktır. Tiirkiye'de son yıllarda bugüne kadar elektrik sınırlaması sözkonusu olmamıştır. Zaman zaman görülen kesintiler elektrik üretim tesislerinin kapasite yetersizliğinden ziyade özellikle süratle gelişen sanayi bölgelerinde dağıtım şebekelerin yenilenmemesinden veya o
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=