söyleşi sektöründe yaşanan bu sıkınrıya çare olmak üzere gündeme gelmişri'. Alınan önlemlerden ikisini özellikle vurgulamak isriyorum. Bunlardan biri Türkiye'de doğal gaz sanrrallarının yapımına başlanmış olmasıdır. Doğal gaz santral !arı en kısa zamanda işiermeye alınabilen ve ucuza malolan, ayrıca ülke ekonomisinin dövize çok muhraç olduğu bir dönemde gündeme gelen bir konudur. 1200 mw kapasireli Hamirabar Santralı ve 1350 mw kapasireli Ambarlı sanrrallerinin 1990 yılı na kadar işlermeye alınmasıyla o günlerde Bulgarisran ve Rusya'dan almakra olduğumuz elekrrik enerjisi irhali durduruldu ve elekrrik ihraç edilmeye başlandı. O yıllarda kararı verilen ikinci büyük hamle ile de GAP Projesi ramamlandı. Bu projedeki santralların devreye girmesiyle enerji üreten tesislerin kapasire fazlalığı 1990 yılında % 40'a ulaşcı. Ararürk Barajı'nın ilk ünitelerinin, 1800 mw'lık Karakaya Barajı'nın ve Keban Barajı'nın ramamının ramamlanmış olması ile Türkiye'de o dönemde işlermeye alınan 1300 mw'lık Afşin-Elbisran rermik sanrralını da hesaba karrığımızcla 1980-90 yılları arasında yapılan enerji üretim tesislerinin kapasite arttırma hamlesinin ne kadar önemli sonuçlar doğurduğunu açık olarak görüyoruz. Bu yarırımların işlermeye dönüşriiriilmesi sonucu 1990 yılında Türkiye Cumhuriyeri rarihinde ilk defa üretim resislerincle % 40 kapasite fazlalığı orraya çıkrı. Bu fazlalık çok değil mi 1 Neden bu kadar fazla sanrral yaprık ? Bunu başka bir yerde kullansaydık ekonomimizin bir başka problemini çözmüş olmaz mıydık1 gibi sorular akla gelebilir. Fakat bu fazlalık ürerim fazlalığı değil. Yani rakamları alr alca koyarak toplamak doğru değil. Örneğin hidrolik sanrralleri senenin 12 ayında ram kapasire ile çalışacak bir remel yük sanrralı gibi görmemek lazım "Hidrolik santraller su seviyesinin barajlarda en yüksek olduğu zaman çalışır.Büyük sanrrallar kar suyu ile beslendiği için nisan ayından iribaren barajlardaki su seviyesi arrmaya başlar, Eylül ayına kadarda ısı ve su seviyesi yükselir seviye düşünceye kadar bu sanrrallarda üretim yapılır. Su gelişinin miktarına bağlı olarak da 6 aylık süre içinde elekrrik ürerimi az veya çok yapılır. Eylül ayından itibaren başlayacak seviye diişüklüğü arrık ürerim yapmaya imkan vermez. Çünkü su seviyesi çok fazla düşerse rürbinlercle kavirasyona neden olur. Bu nedenle Türkiye enerji ihtiyacının en fazla olduğu Kasım ayından başlayarak kış e DOĞAL GAZ DERGİSİ SAYI 44 ayları nda barajların elekrrik ihtiyacını karşı lamada büyük bir faydası yok.Dolayısıyla örneğin Karakaya barajının kapasitesi 1800 mw görünse bile yıllık ortalamada 900-1000 mw almak lazım. Rakamları alt alca topladığınız zaman toplam kurulu güç ve o güçteki fazlalık hiçbir zaman üretimdeki yani enerji arzı ndaki fazlalık olarak kabul edilemez. Kapasitenin ne kadar fazla olup olmadığını görmek için elektrik işletme teknolojisinde bir kriter var.Her yılın en çok enerji tüketilen günü,günlerin en kısa, gecelerin en uwn olduğu 21 Aralık'rır. 21 Aralık günü Türkiye'de elekrrik üretimi ve dağıtımının konrtol edildiği merkez olan Adapazarı revzi merkezine bakmak l.ızım. Elektriği üretip stoklama gibi bir reknik yok. Tükiye'nin ihriyacını karşılamada sistemin ne kadar zorlandığını görmek gerekiyor. Kapasitenin en fazla olduğu (%40) 1990 yılında bile üretilebilen enerji o günkü talebin ancak % 20 üzerindeydi. Bu mikrar ela sene içinde işletmede oluşabilecek arızalara karşı yedeklik raharlığı veriyordu. Bu çok büyük bir çalışma raharlığı vermiyor veya oprimum bir çalışma raharlığı sağlıyor. Sonuçta kurulmuş olan santrallerin gereğinden fazla kurulduğu gibi zaman zaman kamuoyuna yansı yan ve bugün haksızlığı tamamıyla kabul edilen renkirlere de kulak asmamak gerekir. Bu konuyu bilen uzmanlar, güvenli bir işletme sağlayabilecek şekilde santralların kurulması gerektiğine inanırlar. 1990'da çok büyük bir raharlık görüldüğü için, biraz da övünmek amacıyla öne sürülen düşünceler maalesef 1990'dan sonra elektrik üreten tesislerin yatırımlarının frenlenmesine neden olmuştur. Bu yıllar, kanaatimce kayıp yıllardır. 1990'da % 40 civarında olan kapasite fazlalığı 1993'te % 20'ye, 1995're % S'e düştü. 96 yılında da % 3-4 bir kapasite azlığı belirdi. Bu nedenle kış puantında yani önümüzdeki kasım, aralık, ocak aylarında sistemin, ihtiyaç duyulan enerjiyi mevrnr üretim tesislerinden karşılayamayacağı ve yurt dışından enerji ithal ermek zorunda kalınacağını üzülerek söylemek durumundayım. Türkiye'de her yıl ortalama % 8.5 oranında bir elektrik enerjisi talep artışı oluyor. Şu anda Türkiye'de 21.500 mw kurulu elektrik gücü mevcut. Bu gücü her yıl % 8.5 artırırsak, her yıl yaklaşık 1800 mw kapasitede yeni ürerim tesislerini işletmeye almak gerektiği anlaşılır. 1993'lerde farkedilir bu gerçek dikkare alınsaydı ve enerji tesisleri planlamasında ön
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=