Türkiye'de o tarihte 40 h 1 ı 9 z 8 l b ı 0 i 'n/ ekr öe y kvaadr ad rı . çalışma y te a m kl p a o şı s k u içerisinde 40 bin köye eb laeşkatrrıiskı n av e ruml aeş ı l d ı . e1 l9e8k 0t r' /i ek rs di ze çok az kDöoyl akyaı slımy lıaş t ıT. E K ' i n ykuörşde luenr ienne ikcar ad a r g eb l ö a e t s k ü a t r r r m ı i s k ı e d 1 e 9 e n 7 e e 0 r n j - i 8 s b i 0 n ü i y ük faaraalsiıynedtal e rgdöes t e r d i ğ i oelnmteurşktuornnveekTteürkiye şebekesi de gerçek anlamda ve o günün toel ak rnai ğk i nyeu r ut ysgautnh ı n a yayılmıştı. yayılmaya başladı. Yapılan santralın ardından sırayla Soma, Tunçbilek termik sancralları ile Kemer, Demirköprü veSarıyar hidrolik santralları devreye girdi. Bu sayede Türkiye'nin ulusal encerkonnekre şebekesinin nüvesi oluşcurulmuş oldu. Yeni santralların devreye girmiş olması ile sisteme bağlanması yönünden encerkonnekce sistemin yaygınlaştırılması da söz konusu oldu. 1970 yılına kadar önce Kuzeybatı Anadolu Elektrik İstihsal ve Tevzi Müessesesi ile üretim ve dağıtım gerçekleştirildi. Daha sonra da Elektrik İşletmeleri Müessesesi ile tüm yurt sathına dağılan bir encerkonnekce sistem oluşcuruldu. Bu çalışmalar Ecibank'a bağlı olarak yapılmaktaydı. Bir yandan da özel bir yasa ile kurulmuş olan Çukurova Elekerik İşletmeleri ve Kepez Santralı Elektrik İşletmesi de faaliyette bulunmaktaydı. Buna paralel olarak 1960 öncesinde belediyeler tarafından kurulmuş sancrallar da yine belediyeler tarafından işlerilmekceydi. Örneğin, İscanbul'da Silahtar Santralı, İzmir'de Eskor Sanrralı, Ankara'da EGO Santralı yaptıkları üretimle encerkonnekce sisteme katkıda bulunmaya devam ediyorlardı. Santral işletmelerinin sürdürülmesinin yanında Ecibank gerekli elektriği büyük şehirlerin sınırında belediyelere teslim ermek suretiyle sadece üretici ve nakleclici bir fonksiyonu yerine getiriyordu. Belediye sınırları içerisinde elektriğin arca ve düşük voltajlı sistemde dağıtımını ve satışını belediyeler yapmaktaydı. Belediyelerin hem üretici hem sarıcı olarak elektriği halka ve sanayiye saran kuruluşlar olarak devrede bulunmuş olması çok büyük komplikasyonlar yararcı. Bunların o DOĞAL GAZ DERGİSİ SAYI 44 başında belediye işletmelerinin eskimesi, rEacsi yb oa nn ke l' t aonl maal dk ıtka lna ruı zeanke rbj iunl iunn mp aarsaıs ıvneı gereği gibi ödememeleriydi. Eribank'a o gi.ini.in rakamlarıyla milyarlar tutan borç tyaakş amr ıkşel anrdEı . r iBbealne dk i yeel lae r kbeun dsiı k ısnatnı tl ar ar ıl işletmelerine yakıt alamayacak duruma gp eoll mi t iikş t bi . aAs kyı rl aı cr aa lbt ıenl edda i ykeal learni n kbaüdyrüoyl aernı dv ae maliyet rasyonalizasyonunu çok aşan, çağa uygun olmayan bir çeşit pahalı işletme modeli yaratmaktaydı. Bu mahsurları dikkate alan devrin hükümeri 197 1 yılında Türkiye'deki elektrik üretim ve dağıtım işlerinin tek elde toplanmasını öngören ve TEK'in doğuşuna neden olan bir kanun çıkardı. Bu nedenle belediyeler ellerindeki tüm işletmeleri dağıtım tesisleriyle beraber TEK'e devretti. 197 l'den önceki bu durum TEK'in bir devlet elektrik tekeli olarak bu tesisleri devralmasıyla birlikte çok süratli bir genişleme ve büyüme gösterdi. 1980'lere kadar Türkiye'deki elektrik faaliyeti her yıl köylere ulaşabilme rakamları dikkate alınarak ölçülüyordu. Türkiye'de o tarihte 40 bin köy vardı. 1 980'lere kadarhızlı çalışma remposu içerisinde yaklaşık 40 bin köye elektrik verme başarısına ulaşıldı. 1980'lerde elektriksiz çok az köy kalmıştı. Dolayısıyla TEK'in yurdun en icra köşelerine kadar elektrik enerjisini götürmede en büyük başarısı 1970-80 arasında gösterdiği fa liyerlercle olmuştur ve Türkiye enterkonnekre şebekesi de gerçek anlamda ve o günün tekniğine uygun olarak yurt sathına yayılmıştı. l977'lerin sonunda elekcrifıkasyondaki bu başarıya rağmen bu yıllar ekonomik krizin yaşandığı yıllar olduğu için özellikle elektrik üretiminin yeterli miktarda yapılamadığını görüyoruz. 1973'lerde başlayan petrol krizi de bunda etkili olmuşnır. O tarihlerde Türkiye'nin elektrik enerjisinin yaklaşık % 20'sini sağlamakta olan fuel-oil yakan Ambarlı svaen tfruaellı -, oz ai lmiat nhıanld ae ddiöl ev mi z er edmi ği ni ei çdiinl e mz aemd iağni zaman durma noktasına gelmiştir. Elektrik üretimi o kadar kritik duruma gelmiştir ki, Ambarlı santralı çalışınca Türkiye rahat nefes alıyordu,Ambarlı santralı çalışmadığı zaman da Türkiye'nin bazı semtlerinin veya sanayinin elektriği kesiliyordu. 1977-83 yılları arasında bu tür sıkıntıların yoğun olarak yaşandığını görüyoruz. Özellikle 1983'ren sonra Türkiye'de esmekte olan serbest piyasa ekonomisi rüzgarları elektrik
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=