güncel 1 ulaşmıştır. Bugün, seyir ve çevre güvenliği en başta gelen iki kaygı olmaktadır. Deniz trafiği ile ilişkili riskler ve tehlikeler yeni geçiş kuralları konması na yol açmıştı r. 1 Temmuz 1994're yürürlüğe giren yeni kuralların ana noktaları aşağıda verilmiştir: - Türk Boğazları nda ve Marmara Denizinde gemi trafiğini düzenlemek için gidiş geliş ayırımı yapı lmıştır. TABLO 1. BOĞAZLARDA TRAFİK VE KAZALAR (1984-1993) YL BOĞAZLARDANGEÇEN TOPLAM GEMi SAYISI (*} TOPLAM TONAJ BİRYILDAKi KAZASAYISI - 150 m' den daha uzun Türk gemilerine klavuz alma zorunluluğu getirilmiştir. Yabancı gemilerin klavuz almaları da önemle tavsiye edilmiştir. 1003 100'2 1001 19391008 1007 1935 1004 23414 22530 19703 20515 21235 22332 20670 19906 19758 21191 117 626 723 16 114 294 604 17 109 928 619 23 139 856 087 30 160 522 887 14 167 634 501 16 149 744 757 17 143 407 903 16 140244416 19 146 323 977 9 150 m' den daha uzun gemiler için aşağıdaki kurallar geçerli olacaktır: - Gemiler ve taşıdıkları yükler boğazlara girmeden önce bildirilecektir. r) &rlıceTüıi<bayraklıgemilergözfuüreaırmıştır.Oeriztrafığinintqmıhacminibuhıa<içinburakanılann yaılaşi<ikikalınınalımıasıgerekir. - Nükleer güçlü, nükleer madde veya tehlikeli arık yüklü gemiler Boğazlardan geçmeden önce özel izin alacaklardır. - Petrol ve türevleri ele içinde olmak üzere tehlikeli yük taşıyan büyük gem ileri n geçişi sırası ııcla Boğazlar diğer deniz trafiğine kapatılacaktır. Bu tür bir geminin geçişi tamamlanmadan benzer bir geminin Boğazlara girişine izin verilmeyecekrir. Bu kurallar, seyir güvenliğine katkıda bulunmak ve deniz trafiğinin bugünkü düzeyinde akışı iyileştirmek amacını raşımakradır. Fakat Boğazlarda güvenliği tümli ile sağlayamazlar. Özellikle pecrolü Boğazlardan geçirmenin yaratacağı fazladan riski gicleremezler. Çevre ve güvenlik sorunları, Boğazların petrolü taşımak için kul lanı lmasını belirli ölçüde kı sıtlamakraclı r. Bu kısıtlamalar, Boğazların kullanımını güvenlik ve çevre açılarından akıllıca bir seçenek saymamaktadır. Boğazların doğasından ve varolan yoğun trafiğin yarattığı ciddi durumdan dolayı , Türk Boğazlarının petrol taşıma yolu olması dlişünülemez. Bu ağır yük, özel bir tarihsel mirası, hassas bir çevresi ve 10 milyon nüfusu olan İstanbul kentini tehlikeye armadan kald ırı lamaz. Öre yandan petrol tankeri sayısındaki arrış, Karadeniz kıyısındaki ülkelerden başka ticari maddeleri caşıyaıı gemilerin geçişlerini de doğrudan kısıtlayacaktır. Karadeniz bölgesinde ekonomilerini yeniden kurmaya çalışan ülkelerin boğazlardan geçen tanker sayı sındaki arcı şraıı etkilenmemeleri gerektiği de unutulmamalıdır. Büylikölçeklerde ham permi taşımak için Boğazlara bir boru ham gibi yüklenmek yerine, Türk roprakları üzerinde petrol boru hatları kurulması ekonomik ve teknik açılardan olumlu, çevresel aç ıdan daha az zararlı, her bakımdan daha güvenli ve mantıklıdır. Tüm bunlardan çıkan sonuç Türkiye' nin Avrupa ile Orta Doğu' nuıı; Azerbaycan da içinde olmak üzere Avrupa ile Orta Asya' nın güvenliklerinin kesişriği kritik bir konumda olduğudur. Demokratik geleneği ve gliçlü bir pazar ekonomisi olan, Barı değer yargılarını benimseyen Müslüman bir ülke olarak Türkiye, küresel srrarejik yaklaşım ve pratik nedenlerle, enerji güvenliği için yapılacak güçbi rliğiııde yer alması gereken bir ülkedir. Konumunun bilincinde olan Türkiye şimdiden bazı e DOĞAL GAZ DERGİSİ SAYI 44 girişimlerde bulunmuştur. 1980' li yılların sonunda Türkiye, Karadeniz ve Hazar Denizi bölgelerinde yer alan ülkeleri, ekonomik bağları genişletmek, ortak bilimsel ve teknik projeler geliştirmek, çevre kirlenmesini izlemek ve denetlemek, külriirel değişimi desteklemek amacıyla bir proje çevresi nele roplam ıştır. Eııerji, üzerinde işbirliği yapılan önemli konulardan biridir. Enerji Konseyi bölgesel enerji sorunlarını tartışmak için birkaç kez roplanmışrır. Bu kuruluş, Türkiye' ııin sorunlara, özellikle enerji sorunlarına bölgesel istikrar açısından baktığını göstermiştir. İstikrar ve ekonomik gelişme için, enerji üzerinde işbirliği gerekli görülmektedir. Öre yandan Türkiye, ECO örgücü içinde geniş bir işbirliği ortamı oluşturmuştur. Türkiye bu örgüt içinde, Orta Asya ülkeleri, Pakistan ve İran ile birlikte, bölgede ekonomik, kültürel, siyasi istikrar ve anlayı ş havası yaratmayı amaçlamakradı r. SONUÇ Avrasya petrolü için çekişme çok yönlü bir oyundur. Sadece Rusya ve Avrasya' nın değil aynı zamanda Amerika' ııııı ve Barı· nın çıkarlarını ilgilendirir. Rusya' ela herşeyclen önce demokrasinin korunması söz konusudur. Rusya eğer Kafkaslarda işbirliğini öngören bi r yol izlerse, Barı ile ekonomik ve siyasi bütünleşmesini güçlendirecektir. Fakat eğer Barıyla rekabete girer ve eski emperyalist yöntemlerine dönerse, Moskova diğer alanlarda da Barıya karşı giderek hasmaııe bir rurum rakınacakrır. Kafkasların ve Orta Asya' nııı perrol ve doğal gaz kaynakları, 21. yüzyılda Barı' ııııı jeosrrarejik ve ekonomik çıkarları bakımından yaşamsaldır. Refah ve ekonomik gelişmeyi güvenceye alma, ayrıca petrol fiyatlarını düşük rurma potansiyelleri vardır. Bu kaynaklar ayrıca, Yeni Bağımsız Devlerlere gelir sağlayarak bağımsızlıklarını korumalarında anahtar rolü üsrlenmiştir. Bunun öresincle petrol gelirleri ile sağlanan refah, Kafkas' !arın ve Orta Asya' nın ekonomik ve demokratik gelişmesini hızlandı rıp, bölge ülkelerinin bağımsızlık ve özgürlüğünü sağlayabilir. Böylece potansiyel bir Rus emperyalist genişlemesine engel olunabilir. Rus askeri ve siyasi gücü, Yeni Bağımsız Devlerler üzerinde bir erki alanı oluşturmaya ve bölge perrolliııü denetimi altında tutmaya çalışmaktadır. 1996 Haziranında yapılacak olan Rusya devler başkanlığını seçimlerini serdik yanlısı bir
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=