Doğalgaz Dergisi 44. Sayı (Mayıs-Haziran 1996)

uygulamanın şekillenmesinde iki yerleşik düşünce eckili olmuştllr: Orarkik yaklaşım ve liberal yaklaşım. Bu iki yaklaşım arasındaki farklar üç madde ile özetlenebilir: Birinci yaklaşım ticaret ve iletişim sisteminin mutlaka korunması gerekciğini düşünür, ikinci yaklaşım ise bu siscemi yararlanılacak bir varlık olarak görür. Birinci yaklaşımda enerji kaynaklarına erişim stratejisi karadan, ikincisinde denizdendir. - Birinci yaklaşımda yönlendirici düşünce, değişiklik amaçlı jeopolitiktir. İkincisinde ise yaşamsal öneme sahip ilgi alanlarının korunmasıdır. Ocarkik yaklaşım kaynaklarla ilgili uluslararası ticaret sistemini stratejinin tehlikeye açık zayıf bir noktası olarak görür ve korunması gerektiğini savunur. Bu görüş, ekonomik açıdan çember içine alınma kaygısınakarşı, iktisadi güvenlik, enerji güvenliği ile hareket özgürlüğünü otarki ve sınırları genişletme yolu ile sağlamayı amaçlar. Bu görüşün düşün kaynakları neomerkantilist yaklaşımlarda bulunur. Bu görüş ekonomik açıdan çembere alınma tehlikesine karşı, ulusal yeterlilik ve kıta kaynaklarının sonuna kadar kullanımını savunmuşcur. Bu strateji kaynaklar bakımından zengin bölgelere karşı saldırgan politikaları benimsemiş ve "ekonomik genişleme " yiırarmayı istemiştir. Bu stratejiye göre, kaynaklar ve ticaret yolları hassas öğeler olarak ekonomik alan içinde olmalı, böylece gelişme ve savaş zamanlarında gereksinimleri karşılamalıdır. Aksi halde kaynaklar diğer güçlerin saldırılarına karşı korumasız kalacakcır. Liberal ekonomik düşüncenin onsekizinci yüzyılda ortaya çıkması, karşı bir görüşü desteklemişcir. Bu ikinci yaklaşımda, dış ticaret sistemi barış sırasında refaha katkıda bulunmakta, savaş sırasında ise potansiyel bir stratejik güç olmaktadır. Stratejik bir güç olarak dış ticaret sisteminin korunması , barış ve savaş zamanlarında ondan olabildiğince yararlanılması gerekmektedir. Kazanç, kaynaklar piyasalara aktığı , bulundukları yerlerde korunabildiği ve iletişim yolları düşmanca eylemlere karşı açık nmılabildiği sürece arracaktır. Liberal yaklaşım, kendi içinde daha yeterli olma isteklerini azaltmamıştır. Sorun uluslararası ve yerli kaynaklar arasında dengenin gözetilerek enerji güvenliğinin artırılmasıdır. Bu bakımdan ekonomik üstünlük sağlayan bir arz sisteminin korunması, dış kaynaklara bağımlılığı azaltma isceklerinden önele cutlllmuşnır. Bu yaklaşımın nedeni Avrupanın ve gelişmekte olan ülkelerin yerli kaynakları111n bir seçenek oluşturamamasıdır. Böylece büyük srrarejik çıkar, bilinen bir hassas noktayı korumanın ötesine sarkmış, dünya düzeninin güçbirliği ile korunması gibi bir işlev benimsenmiştir. Bu açıdan yeni dünya diizeni kaynakların uluslararası piyasalara akışını, bölgesel ekonomik istikrarı ve ekonomik gelişmeyi desteklemek zorundadır. Böylece srrarejik varlıklar olarak kaynaklar, ülkenin ve aynı zamanda dünyanın ekonomik refahına hizmet edebilecek, güvenlikleri barışta ve savaşca sağlanabilecektir. Ocarkik ve liberal yaklaşımlar uygulamalara yansımıştır. Otarkik görüş kıca stratejilerini kulla111rken, liberal görüş denizaşırı scrarejileri kullanmışrır. Bu yaklaşımların sonuçlarını Doğu-Barı stratejik rekabetinde görebiliriz. Ocarkik ve liberal görüşler arasındaki bir başka ayırım da eylem yönremleridir. Ocarkik görüş, coğrafyayı ideoloji ve büyük scracejinin himerine sunan jeopolitiğe dayanır. Bu güncel 1 strateji kaynakların zengin olduğu bölgelere karşı saldırgandır ve statükoyu değiştirmeye yatkındır. Jeopolitik gözden düşmüştür. Savaş sonrası yaklaşım ki liberal yaklaşımdır, yaşamsal ilgi alanlarının belirlenmesini ve korunmasını amaçhumştır. "Yaşmnsal ilgi alanları " yaklaşımı bölgesel çıkar çarışınalarını yumuşatmaya çalışmak, yerel ve bölgesel düzeylerde olumlu siyasi sonuçları desteklemek biçiminde ta111mlanabilir. Bu yaklaşım scarüko güçlerinin stratejisidir. Bu scraceji içinde, serbesc petrol akışının sağlanması, Sovyerlerin ve bölgedeki hırslı ülkelerin etkilerinin genişlemesinin önlenmesi, zengin kaynaklara sahip ülkelerin istikrarı ve birbirlerine bağımlılığı, remel Amerikan politikasının üç amacı olmuştur. Özetle, zengin kaynaklara sahip bölgeler için günümüz scracejisinin veya liberal yaklaşımın birkaç ana unsuru vardır: - Perrol ve doğal gaz barış dönemlerinde refah için stratejik varlıklardır ve bulundukları yerlerde güvenliklerinin sağlanmaları gerekir. Uluslararası ve ulusal çabalar keneli kendine yeterli olmak yerine enerji güvenliğini sağlamayı amaçlar. - Petrole ulaşım ve ticaret yolları düşman eylemlerine karşı korunmalıdır. Bu güçlü bir deniz kuvvetini gerektirir. Fakat kaynakraki bir tehlikeye karşı, olaylar ortak bir kara gücünün gerektiğini göstermiştir. - Amaç petrol yataklarının denerimini ele geçirmek değil, onlara erişim yollarını açık cutmakcır. Bu aynı zamanda yerel ulaşımın korunmasını ve bölge istikrarını gerektirir. YAKIN ZAMANLARDAKİ GELİŞMELER Bu büyük stratejinin yakın zamanlardaki uygulamasının ana unsurları Basra Körfezinde görülebilir. Büyük stratejinin yakın zamanlarda Basra Körfezinde görülen uygulaması denetimi ele geçirmek yerine, ekonomik açıdan yaşamsal kaynağa erişimi sağlamak olmuştur. Öre yandan Irak' ın tehdidi sadece petrole değil, uluslararası ticaret yollarına karşı bir rehdir olarak da algılanmışcır. Bir başka nokra da bu kaynağın bir dış gücün veya bölgesel gücün denetimine girmesinin önlenmesidir. Bu bölgede yerel erişim ve bölgesel istikrar korunmak ve düzen desteklenmek zorundadır. Irak' ın davranışı bölge düzenine karşı bir relıdir olarak göriilmüştür. Körfez bölgesindeki en son gelişme, petrol akışının güvenliğine bölge içinde karadan bir tehdidin varlığını gösrermişrir. Körfez krizinde deniz gücü sadece desrekleyici birroloynamıştır. Petrol akışına, doğrudan kaynakta bir tehdit olduğu zaman, sadece deniz gücü ile müdahale stratejisinin erkin olabileceği açık değildir. Kıyıda bölgesel bir karma gücün oluşturulması gerekebilir. Günümüzün stratej isi geleneksel liberal ülke deniz güçlerinin birliğini öngörmektedir. Uzun dönemde, bazı güçlerin bölgesel çıkarlarının söz konusu olması, 'gi.içbidiğinin' sürdiiriilmesini gerektirebilir. Körfez Bölgesinde güçbirliği gerekli olmuştur ve güçlerin değerlendirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Sovyer ekonomisinin 1980' lerin sonunda çöküşü ve ardından Sovyecler Birliğinin dağılması ile Orta Asya' da beş, Kafkaslar' da üç yeni bağımsız devletin ortaya çıkması siyasi ekonomiyi önemli ölçüde değişrirmişrir. Bu bölge gelecekteki rolii bakımından aşağıdaki konularda G DOĞAL GAZ DERGİSİ SAYI 44

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=