DOSYA / Yeşil Hidrojen yoğunluğu düşük üretime yönelmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu sayede hidrojen ve karbon yakalama gibi yüksek maliyetli teknolojilere olan ihtiyaç da azalabilecek. Ayrıca, emisyon azaltımı stratejileriyle eş zamanlı olarak döngüsel ekonomi uygulamalarının hayata geçirilmesi, kaynak ve proses verimliliği artırılarak karbon ayak izinin düşürülmesi gerektiği belirtiliyor. Raporun Önerileri Şu Şekilde Özetleniyor: Türkiye’nin karbon fiyatlaması sistemine geçmesi ve ETS uygulaması başlatması, Karbon vergisi gelirlerinin dönüşüm finansmanında kullanılması, Uluslararası iş birliği ve iklim finansman kaynaklarının etkin şekilde değerlendirilmesi. Uzun vadede, sadece mevcut üretim süreçlerinin karbon maliyetlerini düşürmek yeterli olmayacak. Enerji verimliliğini artırmak ve düşük karbonlu üretim yöntemlerine geçmek, uluslararası rekabette ayakta kalmanın temel koşulları arasında yer alıyor. Türkiye'nin SKDM’yi yalnızca etkilenen sektörler özelinde değil, bu sektörlerin bağlantılı olduğu tüm alanları kapsayacak şekilde değerlendirmesi gerektiği özellikle vurgulanıyor. Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı YATIRIMLAR MEVZUATI BEKLİYOR Türkiye’nin yüksek potansiyele sahip temiz enerji kaynaklarından biri olan Yeşil Hidrojen’in üretimi için gerekli elektrolizör yatırımları, iki yılı aşkın süredir ilgili mevzuatın oluşturulmasını bekliyor. Enerji sektörü temsilcileri, 1 Ocak 2026'da yürürlüğe girecek Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) öncesinde, karbon emisyonlarını azaltmada kritik öneme sahip Yeşil Hidrojen için rüzgâr ve güneş enerjisinde başarıyla uygulanan YEKA (Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları) modelinin devreye alınmasını talep ediyor. İKI YIL GEÇTI, YOL HARITASI UYGULAMAYA ALINAMADI Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, Ocak 2023’te yayımlanan "Ulusal Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası" ile Türkiye’nin bu alana verdiği önemi ortaya koyduğunu hatırlattı. Ancak aradan geçen iki yılı aşkın sürede, gerekli mevzuatın hâlâ yürürlüğe girmediğini vurgulayan Kalaycı, Türkiye’nin 2030’a kadar 2 GW, 2035’e kadar 5 GW ve 2053’e kadar 70 GW elektrolizör kapasitesine ulaşmayı hedeflediğini belirtti. “Bu hedefler, 2053 net sıfır emisyon vizyonumuz için hayati önem taşıyor. Zaman daralıyor. Güneş ve rüzgârda başarıyla uygulanan YEKA modeli Yeşil Hidrojen için de devreye alınmalı. Böylece elektrolizör yatırımları, yerli katkı oranı yüzde 50’yi aşan ve Türkiye merkezli şirketlerle adım adım hayata geçirilebilir” dedi. 2030’A KADAR MALIYET YARIYA DÜŞECEK ENSİA çatısı altında Yeşil Hidrojen konusunda çalışan birçok uzman şirketin bulunduğunu söyleyen Kalaycı, Türkiye’nin bir an önce elektrolizör üretimine odaklanan bir sanayi ekosistemi kurması gerektiğini vurguladı. Gelişmiş ülkelerin bu alanda hızlı ilerleme kaydettiğini belirten Kalaycı, Yeşil Hidrojen’in Türkiye’nin “enerji ihracatçısı ülke” hedefinde anahtar rol oynayacağını söyledi. “Yeşil Hidrojen sadece enerji üretimi için değil; enerji güvenliği, karbon emisyonlarının düşürülmesi ve enerji 32 ENERJİ & DOĞALGAZ • MART-NİSAN / 2025
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=