Enerji ve Doğalgaz Dergisi 253. Sayı (Mart-Nisan 2025)

DOSYA / Yeşil Hidrojen 2040’tan itibaren yeşil, mavi ve gri hidrojen talebinin birbirine yaklaşacağı ve zamanla yeşil hidrojenin öne çıkacağı değerlendiriliyor. ULUSAL ENERJI PLANI: 2053 HEDEFLERI Türkiye Ulusal Enerji Planı’na göre elektrolizör kapasitesinin: 2030'da 2 GW, 2035’te 5 GW, 2053’te ise 70 GW seviyesine ulaşması hedefleniyor. Bu doğrultuda yıllık yeşil hidrojen üretiminin 2030’da 180 bin tona, 2035’te 450 bin tona ve 2053’te 6,5 milyon tona ulaşması bekleniyor. SEKTÖREL YAKLAŞIMLAR Rapora göre yeşil hidrojen kullanımında öne çıkan dört sektör: Çimento: Karbon emisyonlarını azaltmak için alternatif yakıtlar ve yeşil hidrojen kullanımına odaklanıyor. Ancak karbon yakalama teknolojilerinde altyapı eksiklikleri dikkat çekiyor. Demir-çelik: Yüksek karbon ayak izi nedeniyle dönüşüm ihtiyacı büyük. Bazı şirketler karbonsuzlaşma planları hazırlarken, bazıları henüz adım atmamış durumda. Seramik: Sektörde SKDM ve yeşil hidrojen konusunda farkındalık yüksek. Yenilenebilir enerji projelerine yönelim artıyor ancak uygulamalar henüz pilot aşamada. Kimya: Yeşil hidrojen, biyoyakıtlarla entegre stratejik bir alan olarak değerlendiriliyor. Ancak yüksek maliyetler ve teknolojik belirsizlikler geçişi sınırlıyor. GELECEĞE DAIR BEKLENTILER EY Parthenon Şirket Ortağı Cem Çamlı, rapora ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Çalışmamız, Türkiye’nin pek çok sektörünün SKDM’den önemli ölçüde etkileneceğini gösteriyor. Özellikle çimento sektörü dönüşüme hazır olsa da altyapı yetersizlikleriyle karşı karşıya. Demir-çelik sektörü ise yüksek emisyonlarıyla dikkat çekerken, bazı firmalar karbonsuzlaşmaya odaklanmaya başlamış durumda. Seramik sektöründe yenilenebilir enerjiye geçiş çalışmaları hız kazanıyor ancak yeşil hidrojen henüz pilot düzeyde. Teknolojik gelişmeler ve maliyet düşüşleriyle birlikte, yeşil hidrojenin kilogram başına 2 ABD dolarına kadar gerilemesi öngörülüyor. Bu da Türkiye’nin enerji dönüşümünde yeşil hidrojenin daha yaygın kullanımı ve yeni düzenlemelerle desteklenmesi açısından önemli bir potansiyel ortaya koyuyor.” EY Parthenon Şirket Ortağı Cem Çamlı TÜRKİYE İÇİN DÖNÜŞÜM ZORUNLU SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi tarafından hazırlanan “SKDM ve Türkiye: Sektörel Etkileşimler, Fayda ve Maliyetler” raporunda, Avrupa Birliği'nin uygulamaya koyduğu ve Türkiye’de 2026’da devreye girecek olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'nın (SKDM) sektörel etkilerini nicel ve nitel açıdan ele alıyor. Raporda, demir-çelik, çimento, alüminyum ve gübre sektörlerinde karbon fiyatlandırması/vergisi olmasa dahi, SKDM’nin getirdiği ihracat maliyetlerinin, sağladığı faydayı aştığı tespit ediliyor. SHURA Direktörü Alkım Bağ Güllü, SKDM’nin Türkiye’ye ek karbon maliyeti getirdiğini ancak bunun yanı sıra uzun süredir göz ardı edilen bazı maliyetleri de görünür kıldığını belirtti. Bu durumun, enerji dönüşümünü daha da önemli hale getirdiğini vurgulayan Güllü, Türkiye'nin 2035-2040 dönemi için dönüşüm sürecine odaklanması gerektiğini ifade etti. Güllü, “Uluslararası rekabet ortamı ve AB SKDM politikaları göz önüne alındığında Türkiye’nin bu sürece erken uyum sağlaması kritik” dedi. Sanayi dönüşümünün desteklenmesi için uluslararası iş 30 ENERJİ & DOĞALGAZ • MART-NİSAN / 2025

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=