ediyoruz. Cihan ALTINÖZ: Sayın Başkan, sektörümüzün değerli temsilcieri, değerli konuklar, EGO genel müdürü olarak öncelikle hepinize sevgilerimiz, saygılarımı sunuyorum. Sorulara geçmeden önce kısaca bazı konulara değinmek istiyorum. Hepimizin bildiği gibi l988'in sonlarında Ankara Doğal Gaz Projesi'ne başlanmış, 89 yılında saha çalışmalarına geçilmiş ve 91 yılı sonu itibariyle projenin ihaleye verilen bölümü tamamlanmıştır. Şu anda Ankara'da doğal gaz kullanan konut sayısı 280.000'dir. Tüketilen gaz miktarı ise yılda 300 milyon m3'tür. Bu büyüklük 1992 son kış döneminde 350 milyon m3'lere ulaşacaktır. 1993'te ise Doğal Gaz Yaygınlaştırma Projesi adı altında Ankara'da yeni bir çalışmamız var. İhalesi yapıldı ve bizim hedefimiz 93 yılında şebeke çalışmalarını da tamamlamış halde dönüşümlere başlayabilmekci. Ancak, ihale sürecenin biraz uzaması nedeniyle bu çalışmalar 93'e sarkmış durumdadır. Ancak bu geçen zaman da iyi kullanılmaya çalışılarak Dikmen, Oran, Keçiören gibi bazı bölgelerin etüd çalışmaları yürütüldü. Yeni ihaleyle birlikte, Ankara'da doğal gaz kullanan konut sayısına önümüzdeki 3 yılda 150 bin dolayında konut eklenecektir. Böylece, 1995 sonlarına geldiğimizde Ankara'da doğal gaz kullanan konut sayısı 450500 bine ulaşacaktır. Ankara'da toplam konut sayısı 600 bin civarındadır. İmarsız olan, topoğrafik yapısı uygun olmayan yerler haricinde, böylece hemen hemen Ankara'da doğal gaz götürülebilen bütün yerlerde, gaz kullanılabilir olacaktır. Belirtmek istediğim bir konu da, Ankara'da ilk doğal gaz dönüşümü çalışmalarında ciddi bir yatırım dönemi, yatırım sorunları yaşandı. İstanbul'da da bunlar yaşandı. Bu sorunlar, özellikle bilgi birikiminin eksikliği, deneyimsizlik, eleman eksikliği, meslek odalarından üniversitelere kadar bu konuda hizmet verecek kuruluşların yeterli olmayışı ve teknoloji getiren kuruluşların Türkiye'yi iyi tanımayışlarından kaynaklanmıştır. Biz Ankara'da bu sorunları büyük oranda aşmış, işletme dönemine geçmiş durumdayız. Son iki yıldır da yoğun bir şekilde yaşadığımız işletme sorunları bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi halkla olan ilişkilerdir. Halka güven vermek gerekmektedir. Bu güven, kullanım güvenliğini, fiyat güvenliğini ve de yapılan işin takibini, izlenmesini içermektedir. EGO'nun hem vatandaşlara hem firmalara verdiği birtakım hizmetler var. Firmanın projesini kontrol ediyoruz, vatandaş firmayla ilişkiye giriyor. Projeyi onaylıyoruz ve firma projeyi tamamlayınca proje uygunluğunu kontrol ediyoruz. Sonra vatandaş doğal gazı kullanmaya başlıyor. İşte bundan sonrası, şebekedeki ve binalardaki güvenliğin sağlanması çok önemlidir. Binalarda güvenle gaz kullanılabilir mi, şebekede bir sonu olursa konuyla ilgili sorumlu kuruluş buna hemen ulaşabiliyor mu? Bu konular sektörde herkesi ilgilendirmektedir. Ancak yaşanabilecek olumsuzluklara karşı bir sigorta sistemi geliştirilemez mi? Özellikle Ankara'daki patlamadan sonra, biz bu konunun üzerine çok daha yoğunlaştık ve Anadolu Sigorta ile bir toplantı yaptık. Bize başvurmuş, onay almış ve yeterlilik verdiğimiz firmaların temsilcilerini de coplancımıza çağırdık, birlikte çalıştık. Varılan nokta daha çok bireysel çözümlere dayanıyor. Firmalar kendi kuruluşlarının büyüklüğüne, yapısına bağlı olarak belli sigorta sistemi geliştirdiler. Ancak bu zorlanmalıdır ve bu sektör sigortasız bir şekilde yürümemelidir. Bu doğal gaza güvensizlikten değil, tıpkı araba sigortası, yangın sigortası gibi bir zorunluluk olarak algılanmalıdır. İkinci bir önemli öngütlenme biçimi de, yine bu sektörde çalışanları, temsilcilerini biraraya getirecek organizasyonlardır. Bu konuların üzerine gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şimdi sorulara geçiyorum. Birinci soru şöyle: "Ankara'da toprak altı doğal gaz tesisatlarında kaçaklar olduğu, hatta PTT melvollerinde DO!lAL GAZ DERGiSi SAYI. 24 gaz birikmelerine rastlandığı, bunun ba;lıca sebebinin de, doğal gaz dağıtımında kullanılan eski havagazı tesisatının olduğu söylenmektedir. Eski havagazı tesisatının kullanılmasına karar verilmeden önce ne tür bir ara;tırma ve çalı;ma yapılmı;tır? Yeraltındaki gaz kaçaklarını tespit için kullandığınız bir y i intem var mıdır?" Ankara'da 1989 yılında yeni belediye göreve gelmeden önce, 1988 yılında British Gas'la birlikte fizibilite çalışmaları yürütülmüş durumdaydı. Bu çalışmalara göre havagazı şebekesinin bir bölümünün kullanılabilir olduğu ortaya çıkmıştır. Ankara'da havagazı şebekesinin bir haritasının olması -ki büyük bir şanstır, örneğin İstanbul'da bu çok zor aşılabilerek bir durumdur-ve yapım tarihlerinin biliniyor olması bizirr için büyük bir şanstı. Böylece, bizden önce yapılan çalışmalara göre saha çalışmalarına başladık. Sahada ya pılan çalışmalarda bir bölüm bon değişti, bir bölüm boru temizlendi bir bölüm ise tümüyle yenilendi. Sanıyorum Ankara'daki 1600 km'lik şebekenin 600 km'lik bölümü yenilendi. Diğer bölümleri ise test edilmeden zaten işletmeye açılmıyor. Testler de boru içinden geçecek gazın 1 ,5 katı basınçla yapılıyor. Tüm bu yenileme, temizlik ve testlerden sonra bu şebekenin güvenilir bir şebeke olduğu düşünülmektedir. Biz böyle düşündük ve uyguladık, şimdiye kadar da sorun çıkmadı. Bizim bir de yaparken test etmenin yanısıra, daha sonra da testlerimiz yapılıyor. FIM adını verdiğimiz, alüvyonlama metodu denilen bir metodla EGO'nun ekipleri Ankara'daki şebekeyi 2,5-3 ayda bir aynı noktadan geçmek suretiyle test ediyorlar. Bu testlerin bir bölümünü bilgisayarlı ve mobil hale getiriyoruz. ama elle dolaşmanın ilkel bir metod olduğu düşünülmesin, bunlar da güvenli çalışmalardır ve haritalara işlenmektedir. Birinci, ikinci ve üçüncü derecede kaçakların ne kadar birikip, gaz çıkabileceği işleniyor ve arıza ekiplerimiz gidip bunları gideriyorlar. devam edecek 39
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=